Karanlıklardan aydınlığa
ABDULLAH YILDIZ
"Kısa Sûreler" derslerimiz Felak ve Nâs sureleri ile sona eriyor. Bu iki sûreye 'iki koruyucu' anlamında "muavvizeteyn" ve 'şirkten uzaklaştıranlar' anlamında "mukaşkışeteyn" de denir. Bu sûrelerin şifa maksadıyla okunduğuna dair hadisler vardır. "Felak" kelimesi, 'sabah' manasına geldiği gibi 'yarmak' manasına da gelir. Mekke'de inen Felak suresi mealen şöyledir:
"Rahmân Rahîm Allah'ın adıyla. 1- De ki: Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım; 2- Yarattığı şeylerin şerrinden, 3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, 4- Ve düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden, 5- Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden."
1. ayette geçen "felak" kelimesi, sözlükte 'yarıp çıkarmak' demektir. Burada, çoğunluğun görüşüne göre, 'gecenin karanlığının yarılmasıyla ortaya çıkan sabah vakti' manasına gelir. Rabbimiz kendisi için"Fâliku'l-isbâh" (Gecenin karanlığını yarıp sabahı çıkaran) sıfatını kullanmıştır (En'âm, 6/96). Buna göre, "Rabbü'l-felak" terkibi, 'Sabah'ın Rabbi' demek olup, sûre, karanlıklardan aydınlığa çıkmak, zor durumlardan rahatlığa erişmek için aydınlığın yaratıcısı ve hakikatin her şekildeki idrakinin kaynağı yüce Allah'a (c.c.) sığınmayı ve hakikatin peşinden koşmayı emretmektedir. "Felak" ile Allah'ın yarıp ortaya çıkardığı her şey ve kâinatın yokluk alanından belki bir patlamayla ilk yaratılışı da kastedilmiş olabilir; gecenin karanlığını yarıp sabahı çıkardığı gibi, yeryüzünü yararak orada nice ürünler, dağları parçalayarak ondan gözeler, nehirler, madenler çıkarması, bulutları yararak onlardan yağmurlar yağdırması… İşte bu muazzam işleri yapan sonsuz kudret ve azamet sahibi Allah'a her türlü şerden sığınmak, kullar için selamet, emniyet ve saadet vesilesidir. Sığınılacak şeylere gelince:
2. ayette "Bütün yarattıklarının şerrinden" denerek öncelikle çok genel bir ifade kullanıldı. Çünkü Allah'tan başka bu ifadenin kapsamına girmeyecek hiçbir varlık kalmamaktadır; dolayısıyla maddî ve manevî, dünyevî ve uhrevî, dış âlemde veya kişinin kendi nefsinde, tabiî ve ihtiyarî her türlü şerri kapsamaktadır. Bu ayetten sonrakiler hiç zikredilmemiş bile olsaydı, yine de ayrıca sayılanlar da dâhil bütün yaratıkların şerrinden Rabbimize sığınmış olacaktık. Fakat zararlarının büyüklüğüne dikkat çekmek üzere, bu genel ifadeden sonra özel olarak üç şeyin önemi vurgulandı:
3. ayet: "Karanlığı çöktüğü zaman gecenin (ğâsıg) şerrinden": "Ğâsıg" kelimesine, 'soğuk, Süreyya yıldızı, güneş, ay, yılan ve zarar veren her şey' manalarının yanında daha çok 'gece' anlamı verilmiştir. Gecenin içinde barındırdığı pek çok kötülük vardır. Öncelikle karanlık görüntüsü, korku ve dehşet vericidir. Vahşi hayvanlar yuvalarından, haşeratlar yerlerinden geceleyin çıkarlar. Hırsızlar, düşmanlar ve suçlular o vakit hücuma geçerler. "Çöken karanlık" mecazi anlamda zulüm, cehalet, karanlık düşünce ve duygular olarak da anlaşılabilir. Bütün bunların şerrinden korunmak için de yüce Allah'a (c.c.) sığınmamız gerekir.