Modernizm bizleri kendisine benzetti

Biz muhafazakarlar iktidar olmadan önce daha samimi ve ihlaslıydık. Tüm kavgamız, Allah'a daha layık bir kul olabilmek ve yaşadığımız dünyayı İslami dinamikler ölçüsünde değiştirmekti. Düşündüğümüz ve dile getirdiğimiz temel ilkelerin sosyolojik olarak bir gerçekliği ve toplumda karşılığı vardı. Ancak bu gerçekliği topluma uyarlamanın ve inandığımız değerleri hakim kılmanın, yaşadığımız ülkede ne denli mümkün olabileceğini hiç düşünmedik. İktidar olduğumuzda, toplumu tavandan tabana doğru dönüştürmeyi hayal ediyorduk. 22 yıllık iktidar neticesinde gördük ki, inandığımız ve hakim olmasını istediğimiz temel dinamiklerin, toplumda pek bir karşılığı yok. Çünkü, biz de iktidar olmadan önce eleştirdiğimiz kesimlere benzemeye başladık. Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe karşısında, develerinin derdine düşen Abdulmuttalib'e benzedik. Mekke'nin Abdülmuttalib'i, develerinin derdine düşerken bile bu kainatın bir mutlak yaratıcısı olduğuna inanıyor, kutsala savaş açan oligarşik güçlerin mutlaka mağlubiyet yaşayacaklarını