Altılı masanın muhafazakârları

Altılı masanın altına süpürülen HDP ile masadaki parti sayısının 7 olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İçerisinde her türden inanç ve rengi barındıran masanın destekçisi çok. FETÖ ve PKK başta olmak üzere, ne kadar Erdoğan ve Ak Parti karşıtı varsa masanın bir şekilde ucundan ve kıyısından tutmuş bulunuyorlar. Buradan baktığımızda, masanın Türkiye içinönemli bir siyasi deneyim olduğunu söylemek mümkün. Şu ana kadar dağılmadan ilerlemeleri, bunun göstergesi. Ama bu, dağılmayacakları anlamına gelmiyor. Masanın "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" mutabakat metni dışında, millete umut vaat eden bir projesi olmadı. Bu yüzden millette bir karşılığı olmadığı gibi, beklenen heyecanı da uyandıramadı. Dolayısıyla ufukta bir iktidar değişikliği görünmüyor. Tek başına seçime gitseler hiçbir varlık gösteremeyeceklerini anlayan ne kadar parti ve lider varsa hepsi de masanın etrafında kümelendiler. Mesela Ak Parti'den ayrılan Davutoğlu ve Babacan, tam bir fiyasko. Erbakan Hocanın deyimiyle, Saadet Partisi de fasafiso. Bu üç parti muhafazakâr. Üçünün oyunu toplasan yüzde 5 etmiyor. Masada sığıntı gibi durmalarının sebebi budur. Bizim muhafazakâr partilerle diğer partiler arasında orantısız güç farkı var. HDP'nin gücünü istisna tutarsak, altılı masanın tamamının oy oranı Ak Parti'nin gerisinde. CHP ise değiştiğini söyleyerek, helalleşme sloganı ile muhafazakâr seçmenin oylarına talip. Çok farklı ideolojik geleneklerden gelen altı partinin, HDP hariç, hepsi de Ak Parti'nin tabanına oynuyor. Burada asıl soru şu: Dışlayıcı dil ve kutuplaşma siyasetine prim vermeyen Millet İttifakı, ülkedeki ekonomik krize rağmen Ak Parti'den kaçan oyları, neden kendi havzasında toplayamıyor Erdoğan'ın karşısına, daha bir aday bile çıkaramadılar. Adayla birlikte kabine ve kadro lazım, o da yok. Masadaki partilerin Türkiye'yi yeniden koalisyon günlerine götüreceği kesin. Bu da bir dezavantaj. Geçiş dönemini nasıl sağlayacakları da meçhul. Muhafazakâr partilerin yetkili kişileriyle görüşüyorum. Deva ve Gelecek Partisi, ülkedeki tüm olumsuz tablodan Erdoğan'ı sorumlu tutuyor. Ak Parti'nin geçmişte ne kadar başarılı icraatları varsa onu da kendilerinden biliyorlar. Her iki parti de ifrat ve tefritte boğuluyor. Dolasıyla bir değerlendirmede bile bulunmaya gerek görmüyorum. Masadaki sığıntı kimliği kendilerine yeter. Saadet Partisi'ne gelince... Neden CHP ile birlikte olduklarını şöyle açıklıyorlar: Erbakan Hoca, nasıl ki geçmişte Ecevit ve Tansu Çiller ile beraber hükümet kurduysa, aynen biz de o şekilde kuracağız. Niyet okuması yapan Saadet, altı okun böğrüne dindar seçmeninin mühür vurmasını isteyecek. "Biz CHP'ye değil, kalbimizden Saadet Partisi'ne niyetle Millet İttifakının yanında yer