Aksa Tufanı, Demir Kılıçlar'ı mağlup edebilir mi

İslami Direniş Hareketi (HAMAS), Gazze Şeridi'ni kontrol ediyor. İsrail ise, Müslüman bir Arap ülkesi olan Mısır'la birlikte bu bölgeye havadan, karadan ve denizden abluka uyguluyor. Bu ablukalar sürerken, HAMAS 7 Ekim'de İsrail'e karşı ilk defa benzeri görülmemiş bir operasyon düzenledi.Aksa Tufanı başarılı olur mu Bunu, devletlerin durumu belirleyecek.

HAMAS'IN AMACI NE

HAMAS, İsrail tarafından işgal edilen topraklarda İslami bir devlet kurmayı planlıyor. Batı Şeria ve Gazze Filistin topraklarına aittir. Aslında Filistin olarak anılan devlet Doğu Kudüs ve İsrail'i de kapsıyor. Dünya Müslümanları için Kudüs'ün ayrı bir önemi var. İlk kıble olması nedeniyle Mescid-i Aksa'yı bağrında barındıran Kudüs, Müslümanlar için vazgeçilmezdir. Bizim için kutsal olan bu bölge, Siyonist Yahudiler için de önemli. Yahudiler bu coğrafyayı "vaad edilmiş topraklar" olarak görüyor.

Şimdiye gelecek olursak, abluka sürerken İsrail, hiç beklemediği ve istihbaratın da öngöremediği bir operasyonla sınanıyor. Belki de HAMAS tarafından gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu, İsrail'in karşılaştığı en ciddi sınır ötesi operasyonudur. Orta Doğu'nun en iyi istihbarat ağına sahip olan İsrail, sınıfta kaldı. Sözde Gazze ile İsrail arasındaki sınır hattı boyunca kameraları, yer hareketini izleyen sensörleri ve düzenli ordu devriyeleri var.

Peki, nasıl oldu da HAMAS bu çemberi yararak İsrail'e sızdı

HAMAS, İsrail ile Filistin arasındaki sınır kapılarından İsrail'e sızdı ve kentlerde kolluk kuvvetlerine ait nokta ve tesisleri ele geçirdi. Bir kısım sivilleri ve rütbelileri rehin aldı. İsrail Deniz Kuvvetleri tarafından kıyı şeridi güvence altına alınmaya çalışılırken kara birlikleri tarafından rehinelerin kurtarılması çalışması başlatıldı. Aksa Tufanı Operasyonu'nda tugayların bu sefer derslerine çok iyi çalıştıklarını görüyoruz. Hem mühimmat bakımından hem personel eğitimi açısından hem de taktik bakımdan kendisini çok iyi yetiştiren tugaylar, aynı zamanda teknolojiyi de çok iyi kullanıyorlar.

Roket ve havan saldırıları ile başlayan Aksa Tufanı'nda, sınırlarda bulunan elektronik uyarı sistemlerinin devre dışı bırakılmış olabilir. HAMAS bununla da yetinmeyerek, kamikaze droneleri ile gözcü ve sensör kuleleri ve mobil sınır güvenlik sistemlerini de imha etmeyi başarmış. Böylece istihbaratın görmesini ve haber almasını engelleyen HAMAS unsurları İsrail'e karadan, denizden ve paramotorlar ile havadan eşzamanlı olarak sızmayı başardılar.

HAMAS'ın askeri kanadı, Amerika (ABD), Avrupa Birliği (AB), İngiltere ve İsrail'in terör örgütleri listesinde yer alıyor. İslam ülkeleri de bu yüzden HAMAS'a açık destek vermekten çekiniyorlar. Uluslararası ölçekte HAMAS'ın algısı iyi değil. Dolayısıyla operasyonu bir mü'min olarak önemsiyorum ama arka plandaki ve sonrasında gerçekleşecek olan olayları da okumaya çalışıyorum. İsrail bu saldırıdan sonra daha da azgınlaşacak ve uluslararası kamuoyunu da arkasına alarak zulmünü arttıracaktır. Nitekim İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, HAMAS'ı ortadan kaldırarak Ortadoğu'yu değiştireceğini deklare etti. Şaron haydutu da Ortadoğu'yu değiştirmeyi planlıyordu ama başaramadı.

Filistin meselesi giderek iki devletli çözümden hızla uzaklaşıyor. ABD açıktan İsrail'den yana olduğunu ifade ederek, İsrail'e askeri unsur desteğinde bulundu. Filistin ise açık desteği sadece İran'dan alıyor. Türkiye, İsrail ile yeni bir ortaklık arayışına girmemiş olsaydı, Filistin-İsrail çatışmasında taraflara itidalli olmayı ve gerginliği tırmandırmamayı değil, direkt Filistin'in yanında olduğunu deklare ederdi.

Türkiye'nin İsrail ile enerji işbirliği söz konusu. İsrail'in Leviathan ve Tamar gaz sahalarında bulunan kaynaklarını Ceyhan Limanı'ndan Avrupa'ya ulaştırılması söz konusu. Türkiye bunu Ukrayna krizi sonrasında Rus gazına alternatif kaynak arayan Avrupalı ülkeler için de bir fırsat olarak sunmayı planlıyor. Yani ülkeler arası normalleşme rüzgârının estiği bu demde, Türkiye'den Filistin'e açık destek beklenmemelidir. Aslında küresel, siyasal ve ekonomik düzen çok zalim. Eşitsiz ve adaletsiz bir yapıya sahip. Arap dünyası dersen, Filistin için gözyaşı dökerken, İsrail ile işbirliği yapıyor. Türkiye'nin durumu da çok farklı değil. Zahirde Filistin için ağlarken, reel politikte İsrail ile enerji ve savunma işbirliği yapıyoruz. Yapmayalım mı Yapalım da, alışveriş başka, dostluk başka ilkesini çalıştıralım. Siyonist devletten dost olmaz. Hüseyin için ağlarken, Yezid ile de iş tutanlardan olmayalım. Filistin, beklediği yardımı alamazsa, HAMAS'ın başlattığı operasyon başarılı olamayacağı gibi, bu sorun daha da içinden çıkılmaz bir hale bürünecektir.