Kapanması gereken kapılar -63
Kuvve-i akliye-i melekiye, nef' ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz eder. İdrâk, anlama ve tefekkür âleti olan kuvve-i akliye, insana has düşünme ve eşyanın sebeplerini yakalama ve esmâ lisânı ile tanıma melekesidir. Kuvve-i akliyenin üç mertebesi vardır, vasat mertebesi hikmet ve istikametli olmak, terfit mertebesi gabavet, ifrat (aşırı) mertebesi ise cerbezedir.
Gabavet
Kuvve-i akliyenin 'tefrit' mertebesi gabavet ve geri zekâlılıktır. Yani "hiçbir şeyden haberi olmaz."1
Gabavet, ahmaklık, anlayışsızlık, gabîlik olarak bilinir. Hayatı ve yaratılış hikmetlerini nazara almadan bir hayat yaşamak, hiçbir şeyden haberi olmamak, bir nevi akıl kuvvesinin en aşağı mertebesini yaşayan insanlar için kullanılan bir kavramdır.
Kuvve-i akliyenin 'tefrit' mertebesi olan gabavet; halk-ı ef'al meselesinde İtizal (Mutezile) mezhebinin te'sîri insana vermesi, itikadda teşbih (benzetme) yapılması, ahlâkta tezellül ve tabasbus göstermesi, âhirete imanda âhireti tasdik edip fakat inandığı gibi yaşamayan ehl-i sefehat ve dalalet misal olarak verilebilir.
Cerbeze
Kuvve-i akliyenin ifrat mertebesi cerbezedir. Şaşırtıcı cerbezekârlık ve demogojidir ki; akı kara, karayı ak göstermek gibi işlerin mantık dışı ve ma'nasızlıklarıyla uğraşan ve bulaşan bir zekâdır. Bu mertebede kişi "Hakkı bâtıl, bâtılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya malik olur."2
Cerbeze insafsızca, aldatıcı ve muvâzene etmeden hüküm vermektir. Böylece cerbeze ile yapılan mugalâtalar inhilâl-i anâsırı netice vermektedir. "Hem de, cerbezeyle, insan adâlet yaparken zulme düşüyor. Zira insan kusursuz olmaz. Fakat uzun zamanda ve efrad-ı kesîre içinde ve tahallül-i mehasinle güzelliklerin bozulmasıyla tadil olunan müteferrik kusurları, cerbeze ile cem edip, bir zaman-ı vahitte bir şahs-ı vahitten sudûrunu tevehhüm ederek şedit cezaya müstahak görür. Hâlbuki bu tarz, bir zulm-i şedittir."3
Cerbeze, enva'ıyla garâibin makinasıdır
Hem de insan nazar-ı tenkid ile, bir cerbeze ile binler mehasin içinde, nazarında hatiat tevehhüm edilen onbeş-yirmi nokta ile bütün o mehasini setrettirecek ve hükümden iskâd edecek ve yalnız o, onbeş-yirmi nokta ona hedef-i maksûd yapacak bir vaziyet alır. Böylece o nazar-ı tenkid ve cerbeze ile ittihamkârâne ileri sürdüğü garazkâr hâli muhatabına isnâd edebilir. Cerbezenin tavr-ı acîbi; zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile her şeyi temaşa eder. Hakîkaten cerbeze, enva'ıyla garâibin makinasıdır.4
Müteferrik büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. Cerbezenin şe'ni, bir seyyieyi sümbüllendirerek hasenâta galip etmektir.