Sanatı seven sanatkârı da sever

Kâinat kitabı herkese açık,

Okuyana her hecesi güzeldir,

Günde iki sayfa yazılıyor bak,

Hem gündüzü, hem gecesi güzeldir

A.Y.

İnsan güzel bir tablo görse, ona bakmaktan zevk alır, mutlu olur. Güzel ve muhteşem bir eser görse, onu inceler, merakla ve hayranlıkla seyreder. O eserin sahibini tebrik eder. Selimiye Camii'ni seyreden bir insan, ondaki ihtişama, intizama, sanatına ve ziynetine hayran kalır. Saatlerce bu esere bakmak, inceliklerini, nakışlarını, zerafetini seyretmek ister. Selimiye'nin kubbesini ve bu kubbenin nakışlarını, nakışlarındaki sanatı, sanattaki incelikleri hayranlıkla seyreden bir insan, onun sanatkârı olan Mimar Sinan'ı da tebrik ve takdir eder, onu saygı ve hürmetle yâd eder. Yeryüzündeki küçük ve şirin bir sanata ve onun bânisine hayran olup övgüler yağdıran bir sanatsever, başını kaldırıp gökyüzüne baksa, yeryüzünün bir mescid, gökyüzünün de bu mescit üzerindeki muhteşem bir kubbe olduğunun görür. Gökkubenin de yıldızlarla yaldızlanmış, Güneş ve Ay gibi iki muhteşem ve nurlu lamba ile aydınlatılmış olduğunu fark eder. Mimar Sinan'ın sanatı karşısında saygı ile eğilen bir insan, yeryüzü mescidinin mimarı karşısında başını secdeye koymuyorsa, ya sanattan hiç anlamıyordur, ya da sanata ve sanatçıya hiç saygısı yok demektir.

Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'un "Yıldızlı Gece" tablosu karşısına geçip hayranlıkla seyreden ve ressamına da tebrik ve takdirlerini sunan bir sanatsever, gökyüzü tuvaline her gece o resmin aslını çizip resmeden en büyük Sanatkâr karşısında secdeye kapanmıyorsa, o kişinin sanatsever olduğu kocaman bir yalandan ibarettir. Van Gogh'un bir metre karelik bir tuvale çizip boyadığı resim, gökyüzüne çizilen çok büyük ve çok boyutlu, aynı zamanda hareketli olan resmin kötü bir kopyasından ibarettir. Hakikî sanatsever, öncelikle bu büyük ve harika resmi ve onun Ressamını sever, takdir eder, tebrik eder, böyle bir sanat karşısında tekbirlerle takdirlerini bildirir.

Edebiyat ve şiir de güzel sanatlardandır. Duygu, düşünce ve gözlemleri, estetik bir şekilde, edepli bir ifade ile anlatma sanatına edebiyat diyoruz. Romanlar, hikayeler, tiyatro ve diğer edebî eserler, edebiyatın dili ile, güzelce ifade edildiği için güzel sanatlar olarak kabul edilmiştir. Şiir de yine kelimelerle sırça köşkler, muhteşem saraylar inşaa etme sanatıdır. Şiirdeki ölçü ve âhenk, kelime tuğlalarının mükemmel ve ahenkli bir şekilde dizilmesiyle inşa edilmiş kelime mimarisidir.