Ben varım Yarabbi!

Bu gece mübarek Leyle-i Berat,

Bu gece mü'mine büyük bir fırsat,

Geceler içinde elmas bir gece,

Öyle bir elmas ki, otuz bin karat.

A.Y.

Allah'ım, bu gece münasebetiyle rahmet ve cemalinle yeryüzüne tecelli edip, "yok mu benden af isteyen mağfiret edeyim" diyorsun!

Ben varım Yarabbi! Bu âciz ama günahkâr, fakir ama haddini bilmeyen, zelil ama farkında olmayan kulun, perişanlığı ve pişmanlığıyla bu gece kapına geldi, bütün kusur ve günahlarıyla huzuruna vardı, Senden affını talep ediyor, ne olur affeyle!

"Yok mu rızık isteyen rızık vereyim" diyorsun.

Ben varım Yarabbi! Senin verdiğin ve vereceğin her türlü nimetlere, ihtiyacım var. Teneffüs etmek için havaya, beslenmek için gıdaya, suya, karanlıktan kurtulmak için ışığa muhtaç olduğum gibi, ahirette de bunlara ihtiyacım olacak. Bütün aczim ve fakrımla huzurundayım. Dünyada ve ahirette vereceğin bütün nimetlere, rızıklara muhtacım, her iki dünyada rızkımı bol ve bereketli eyle!

"Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim" diyorsun.

Ben varım Yarabbi! Maddî hastalıklarım olduğu gibi, bundan çok daha tehlikeli manevî hastalıklarım var. Benim manevî hastalıklarım, Eyyub Aleyhisselam'ın hastalıklarından daha korkunç. Üstadımın tabiriyle, "iç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyub'dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz." Maddî ve manevî pek çok dertlere düçar olmuşum, sen yardım etmezsen, şifa vermezsen, helâk olurum, şifa ver Yarabbi!