Açılımlar aramızı açıyor

PKK, Dem ve uzantılarının öne sürüldüğü ve dünyanın desteklediği bir başkaldırma karşısındayız. Sebebini iyi anlamak lazımdır. "Çünkü eziliyoruz" dedirtiyorlar. Acaba öyle mi Bir elleri yağda bir elleri balda olanlar bunu söylüyorlar. Sistematik baskıdan, ezilmeden, eziyet çekmeden bahsediyorlar. Yaşananlara bakıyorsunuz, o da yok. Öyle olsa halkın da PKK başkaldırmasına katılması ve sadece devletle değil, kurucu unsur Türklerle kavga edilmesi gerekirdi. Bu vakte kadar başaramadıkları budur.

Geniş plandan bakalım, Türkiye'de kurucu unsur Türklerle, diğer vatandaşlarımız arasında bir husumet yoktur. Herkes birdir. Herkes eşit haklara sahiptir. Hak hukuk gaspı ve "adalet" problemi son yıllarda artarak hepimiz için vardır. Etnik veya dini aidiyetlerden çok muhalif olmak veya başka sebeplerle ilgilidir.

Açılımlarla açılan Pkk ve Dem şımarıklığı tedirgin edici sınırları çoktan aştı. Birileri an asıl Türk olanlara bile Türk demeyi yasaklayacak durumlar yaşatıyor. Baksanıza CHP parti programında Türk demekten kaçılıyor. Şu feleğin işine bakın ki Türk'ün kendisinden ayırmadığı Kürd'ü güya kollamak ve Türk'ü açık ve örtülü karalamak için fırsat kollayanlar arasına kurucu partimiz CHP'yi de sokmaya çalışıyorlar.

Durum gören göze ayandır: Açılım, PKK'nın yapamadığını kolaylaştırıcı rol oynuyor. Alınamayacak mesafeleri altın tepside sunma işlevi görüyor. Türk demeyin dendikçe, kurucu unsur suçlandıkça, milletin "Yeter artık!" diyeceği yere doğru yaklaşıyoruz.

GÖRÜNEN KÖYDÜ GÖRÜNDÜ

99 sayfalık Dem raporuna bakın yenilir yutulur cinsten sözler yok. Terörsüz Türkiye sloganıyla yola çıkan ve hiçbir pazarlık yok diyen iktidar cenahını yine yalanladılar. Tam bir manifesto yayınladılar. Dokunulmayacak denen ne varsa dokunulsun istiyorlar. Anayasanın dibâcesi dâhil, 66, 42 dâhil birçok maddenin değişmesini istiyorlar. Daha neler neler var: Yüzyıl önce başkaldıranların öncülüğünün tescilini istiyorlar. Apo'nun hapisten çıkarılmasını ve toplum önderi olarak kabulünü istiyorlar.

Hükumet istese de bunları yapamaz. Bunu bilmelerine rağmen atağa geçmelerini iyi anlamak lazımdır. Ağa babalarının "Hadi bastırın!" dedikleri yerdeyiz. Oynadıkları pokerde ellerini açıyorlar. İstedikleri içerde bir kapışmadır. Ağa babaları o olmadan tam sonuç alamayacaklarını biliyorlar. PKK'ya kaşıttıkları ayrılık fikrini pekiştirmenin, birliği dinamitlemenin ve mutlak düşmanlığı körüklemenin yeni versiyonu böyle kurgulandı.

Şunu bilelim: Yıllardır tarih uydurarak zemini hazırlanan ve şimdi dillendirilen iki veya çok ortaklı devlet isteği ayrılıkçılıktan daha beterdir. Sonu kesin çatışmaya varır. Çünkü egemenlik ortak kabul etmez. Hatırlatmak isterim: Çok milletli imparatorluk zamanlarımızda da egemenlik paylaşılmazdı. Türk, Selçuklu'da da Osmanlı'da da devletin kurucusu ve egemeniydi.

AÇILIM İLLLETİNİN KURGUSU İŞLİYOR

Açılım metastazlarıyla bünyemizin kanatılması projesi içerden-dışardan çok ortaklı. Devlet gücünü verdiklerimiz eliyle yapıyorlar. Zayıf düşerseniz, yakayı ele verirseniz, devletten milletten önce kendinizi düşünürseniz bunları fırsat bilirler ve yakanıza yapışırlar.

Nereye bakılsa bu düşkünlük görüntüsü var: Atatürk'ün partisinin Türk demekten utanan yeni yönetimi onlardan ileri görünüyor. Özgür Özel'in "Biz Dem'le ayrılamayız" ifadesini köpürte köpürte söylemesi, tam da celladına aşk gösterisi.