Düne dair

Unutulmaz o günlerden iz bırakan bir kare! Karilerime saygılarımla

Cehâleti terk ettik

Kararmıştı, gökyüzü ki; kapkaranın, karası

Zora girmiş, dara düşmüş bir hayatın vartası

Yapı cesim, makam büyük; endam ise, küçüldü

Mukadderât böyle imiş, kametimiz ölçüldü

Gördüğümde hep orayı, "o gün" oldu, o günüm

Oldu olan, döndü devran; artık, âsân bugünüm

Yıllar sonra kalktı bulut, güneş doğdu, oradan

Bu fakiri, Nur'lar ile hemdem etti, Yaradan

Yüz yüzeydi, yüzlerimiz; tarih dolu o yerde

Demek varmış, oralara, nâzır olmak kaderde

O heybetin karşısında Risaleler, yer aldı

Dostlarına düğün, bayram; düşmanıysa, daraldı

Vakti gelmiş; davul zürna, bir ilânât başladı

Hayırhâhlar, dua etti; münafıklar taşladı

Kimler geldi kimler, kimler; ne garaip kimseler

Gelenlerin pek çoğuna hâdî oldu, eserler

Çekemedi, bir muharrir; gammazladı, Evren'e

Bilmedi ki Nur-u Kur'an, erdi, bahar devrine

Karıncanın, İbrahim'e, suyla koştuğu gibi

O hengâmda, düştük yola, tulumbacı er gibi

Kibrit çaldık gemilere, geçtik, geldik dükkâna

Rızkı Veren, rast getirdi; uğratmadı, hüsrana

Tavzif imiş bütün bunlar meğer Hakkın yolunda

Selâmete erer, sâbir; zor da olsa, sonunda