Sahi kim, nelerden silkelenmeli!

Bugün hem İslam dünyasında ve hem de ülkemizde bozguncular bütün güçleriyle Kur'an medeniyetinin üstün değerlerini yok etme çılgınlığını sürdürüyorlar.

Müslümanlar bunların karşısında gelişen olayların dedikodusunu yapıyorlar. Kimseye faydası olmayacak dernek, vakıf kuruyorlar, fasit dairelerde dolaşıyorlar.

Yazarçizerlerimiz de geçmiş zamana ait olayları karıştırıyorlar, bilgelik taslıyorlar. Ümmetin geleceğine ait bir hizmet teklifi karşısında ürküp kaçıyorlar.

Kimileri bazı teşkilata intisap ediyor, sığıntı oluyorlar. Kendilerini güvende zannediyorlar.

Hele siyaset arenasında olanlar ise köstebek gibi yeraltına giriyorlar. Kâh köstebek oluyor, yer altında yapacağı zayiatı yapıyorlar.

Yabancı şer güçlerin borazanlığını üstleniyorlar. Mensubu oldukları iradenin sinsice temelini boşaltıyorlar.

Açıkça ifade etmek gerekirse, halkımızın çoğunluğu bu bozguncular kötü kullanılan demokrasiyi alabildiğine kötüye kullanıyorlar. Milletimizin asil unsurunun haklarının savunucusu olarak görünüyor.

Fakat çoğu, çıkarı için kullanmaya çalışıyor. Milletimizin engin teveccühüne mazhar olan Ak Parti'ye bu ihaneti yaptılar.

Bugün bunlardan Özlem Zengin, Şebnem Bursalı gibileri millete rağmen milleti yirmi küsur senede çağ atlatan bir iradeyi çökertebilecekleri kadar çökerttiler. Bunlar ve bunlar gibi olanlar yalnız Ak Parti'ye değil millete de haksızlık yaptılar. Feminizme güç kazandırmak için inadına partiyi dinamitlediler.

Özlem Zengin'in bir beyanatına bakın; 6284 hakkında birkaç kişi dışında partisindeki herkesin kendisiyle aynı düşündüğünü iddia ediyor.

Ve "Arzum, arkadaşlarımın aramızda konuştuğumuz şeyi daha sesli dile getirmeleri" diyerek gizli planları varmış da, hekesin önünde söylenmiyormuş gibi yapıyor. Bu da yetmiyor. "Dinin ayrı, hukukun ayrı olduğu" iddiasında bulunuyor ve "başkalarının bundan rahatsız olduğunu" savunuyor.

Özlem Zengin hanımefendi! Sen İslam'ın nasıl bir sistem olduğunu ya hiç bilmiyorsun ya da şer güçlerin borazanlığını yapıyorsun. İslam Allah'ın kanunlarıdır.

Sen de ve bütün feministler de hiç unutmayın ki, herhangi bir rüzgâr esince kendi estiği istikamete sürüklediği çerçöp gibi, kadını da önüne attınız. Yuvasından uçurdunuz Artık kadını yuva gibi mekânından, analık gibi makamından mahrum bıraktınız. Hanımlık ahlâkından, hayâ mertebesinden, insanlık değerinden nasipsiz bıraktınız.