Dünyanın her yerinde olduğu gibi bir şehirleri kuranlar, bir de üzerinde yaşayanlar vardır.

Şehri kuranlar, kendi medeniyet değerleri ölçüsünde inşa ettikleri gibi aynı medeniyetin kural ve kavramları içerisinde yer alan; "ekonomik-sosyal-siyasal ve kültürel" çerçevede toplumsal hayatın devamını inşa ederler.

Bu inşa, tüm şehirler ve toplumlar için geçelidir. Bu sebeple şehirler ve hayatlar her zaman ilgi çekici olmakta ve sürekli gündemde kalmaktadır.

İşte bugün tanıtacağımız eserler, ülkemiz ve gönül coğrafyamızdaki bazı şehirlerin anlatıldığı "Şehir Üzerine Kitaplar" serisinden oluşmakta.

Bir şehir gezgini ve gözlemcisi olan Mehmet Mazak, görevi gereği veya gördüğü şehirleri, tarihin ve medeniyetin penceresinden anlatmış.

Değişik zamanlarda değişik yayınevlerinden çıkan kitaplarını, Yeditepe Yayınevinde toplamış ve oradan yayınlamış. Son çıkan kitabının adı "Şehre Dokunmak" ismini taşıyor.

Sırasıyla diğerlerinin isimlerini de zikredelim:

"Şehrin Sesi", "Ruhuma Dokunan Şehirler", "İstanbul Kayıkçıları", "İstanbul Mavnaları", "Eski İstanbul" ve "Şehir Kokusu".

Şehir ve şehirlilik günümüzde, özellikle de yerel yönetimlerde en çok tartışılan hususlardan birisidir.

Şehirler ve üzerinde yaşayan insanlar, gündelik hayatlarını siyasilere göre değil; "ekmek, aş, iş ve sosyal hayatlarını" idame ettirmek için yaşmaktadırlar.

Yerel yönetimler, insanların hayatlarını zorlaştırmak için değil, kolaylaştırmak için vatandaşlardan yetki istediklerini unutmamak ve sahiplenmek mecburiyetindedirler.

Bu mecburiyetin anlaşılması şarttır. Şehre dair kendi gezi ve gözlemlerimde şahit olduğum bir gerçek var ki, şehirlerde hayatlar hızla siyasallaşmakta ve bir zorunluluk haline dönüşmektedir. Bu anlayış, şehrin ve insanın ruhunu kirletmektedir.

Mehmet Mazak, kaleme aldığı ve anlattığı şehirlerde, insan ruhuna dokunan, insanı insanca hayata sevk eden yönlerini anlatmış.

Neyse sözü bu yönde sürdürmeden yazara bırakalım ve şehirlere nasıl bir sunuşla başlanılmış okuyalım: