Enes Batman

Karar

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevla

Toprak ve şarkı

Bir damla suyla başladı insanın hikayesi. Sonra toprağa kavuştu veolaylar hızla gelişti. Toprağı çitledi, meydanı işledi, şehirler kurdu vebugüne geldi.Bir damla gözyaşıyla başlayan her ömür de toprağa kavuşarak bitti.Sonrasını görmedik henüz.Bu ömrün nasıl yaşanacağına dair her gün yeni cevaplar yazıldı.Yerimizin en nihayetinde bir karış toprak ol

Türkiye'nin adresi

Meydana çıkarken, bulvardan geçerken, köşeyi dönerken ansızın kaybolur insan. Bir haritaya bakarken kuş bakışı hüsranla karşılaşır. Bir avcun içinde adressiz kalır.Herkesin çekip gitmek, dönüp gelmek istediği en az bir adres vardır.Açık adres bir fotoğraftır bazen, canlı konum bir yara. Kaybettiğin o kavga, nereye koyduysan orada.Kaybolanı ararken

Yurt

Taşı sıktık, suyuna vergi verdik. Yola çıktık, azığı sele verdik. Az gittik, uz gittik, acıyı bal eyledik. Çok düştük, kaldıran olmadı, geldik bugüne.Postal sesleri, polis copları, fabrika bacaları, seçmen kağıtları, mahkeme koridorları arasında geldik bugüne.Bugünün en büyük trajedisi, dünün aynısı olmasıdır. Bildik göre göre.Yine de burayı yurt b

İmajların markajı

Dünya giderek dekorlaşıyor. Bu gösteri çağında her yer bir sahne gibi. Hakikat, imajların markajı altında. Plastik kokuyor her yan. Aplikasyon endüstrisi, şovu mahremiyete tercih etti. Bir efekt çağındayız şimdi. Mevlana İdris'in müthiş dizelerini hatırlama vakti: "Kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemekve gülümsemekle meşgulüz şu anSonra oturup d

Kantin

İnsan açlığa nasıl tepki verir Bebekler acıkınca öfkeyle ağlıyor. Yumruk yaptığı minik elleriyle annesinden hakkını istiyor. Ses çıkarıyor. Biraz büyüyünce açlığın anlamı değişiyor. Beden acıkmaya, dil konuşmaya alışıyor. Biraz daha büyüyünce düşüncelerin törpülenmesi, rengin silinmesi ve kimliğin yüklenmesi için okula gönderiliyor. Beden durmaya,

Ve Zonguldak

Uzun uzun sayarız bazen. Saymakla bitmez hiçbir şey. "Ve diğerleri" gelir, kurtarır bizi. Bu kaotik ve yitik dünyada aradığımız şeylerin en azından birkaçını bulmak isteriz. Sonra önümüze gelen her şeyi tasnif ederiz. Ama bazı çiçekler hiçbir saksıya, bazı meyveler hiçbir sepete, bazı şarkılar hiçbir listeye ve bazı vakitler hiçbir mevsime sığmaz.

Çıkmaz Sokak

İnsanın en eski alışkanlığı gitmek. Herkes her gün bir yerden bir yere, hepimiz bir gün bambaşka bir yereİnsanın olduğu yerde yol da vardır. Çekip gitmek için, geri dönmek için, yetişmek için, kavuşmak için, aramak için, bulmak için, varmak için, var olmak için.Bazen yol bitti sanır insan. Kocaman bir çıkmaz sokak tabelasının altında boşa yürümenin

Bayram beklemektir

Şeker reklamlarında öyle gördük. Gözü yaşlı amcalar kendilerini ziyarete gelecek gençleri, evlatlarını, torunlarını bir umutla bekliyordu. Onlar kavuşunca müzik değişiyordu, şeker oluyordu her yer.Bugün gençlik bayramı. Bu defa babasını, dedesini, teyzesini bekleyen gençler var. Birçoğumuz tıpkı şeker reklamlarındaki gibi yorgun, yılgın ama umutluy

Pusulanın göstermediği

Türkiye'nin istikametini büyük ölçüde belirleyecek bir seçime doğru hızla ilerliyoruz. Artık neredeyse herkes kararını verdi, sandığın kurulmasını bekliyor.Zaten seçimden aylar önce neredeyse herkes kararını vermişti. Önemli olan, yüzde onu aşmadığını tahmin ettiğim kararsız seçmenin tavrıydı. Bu seçmen son düzlükte hala karar değiştirebilir. Bu da