Çıkmaz Sokak

İnsanın en eski alışkanlığı gitmek. Herkes her gün bir yerden bir yere, hepimiz bir gün bambaşka bir yereİnsanın olduğu yerde yol da vardır. Çekip gitmek için, geri dönmek için, yetişmek için, kavuşmak için, aramak için, bulmak için, varmak için, var olmak için.Bazen yol bitti sanır insan. Kocaman bir çıkmaz sokak tabelasının altında boşa yürümenin, geri dönülmezlik sanrısının sancısında kalır.Türkiye'de siyaset çıkmaz bir sokağa girdi. Siyasetin gündemi ile halkın gündemi arasında büyük uçurumlar var. Siyaset kurumu, halkın gerçek problemlerine odaklanamıyor. "Anti"ler yükselirken düşünme biçimleri silikleşiyor.Başkanlık sistemine geçtiğimizden beri ideolojiler, partiler, çözümler değil iki "anti" yarışıyor. Elbette herkesin oy verme davranışları farklı gerekçeler içeriyor ama siyasi yarış en temelde şuraya varıyor:"Anti HDP" vs "Anti Erdoğan"Bu denklemi ne kadar çözsek de buradan halkın sorunlarına gerçek bir çözüm çıkmaz.Bugün Türkiye'de milyonlarca insan geçim sıkıntısı çekiyor. Deprem riski ve emlak fiyatları ile büyük bir barınma krizi yaşanıyor. Hayata yeni başlayan gençlerin iş bulması, ev tutması, yuva kurması her geçen gün daha da zorlaşıyor.Ancak bu apaçık, acı ve gerçek sorunların siyasetin sahasına girmesine izin verilmiyor. Siyaseti mahalleler arası nüfus sayımı gibi kodlamak, kişisel hırslara meze yapmak, güvenlikçi söylemlerle sarıp sarmalamak kısa vadede kolay ve kârlı görünüyor. Türetilmiş kavramlar, montaj reklamlar gündemi esir alıyor.Ama herkes bilir ki reklamlar bittiğinde gerçekler başlar. Çocuğunun beslenme çantasını hazırlayamayan annenin siyasetten umudu kalmadığında tablo kararıyor.Aslında belli ki, bu ağır ekonomik kriz siyasete bir ölçüde yansımış ve iktidara yönelik tepkiye yol açmış. Ak Parti'nin büyük oy kaybının en temel açıklaması bu gibi duruyor.Ancak ekonomik kriz ve diğer sorunlar nedeniyle iktidara kızan seçmenler için oy pusulasındaki alternatif logolar da Cumhur İttifakı içinde kalmış. Yeniden Refah'ın ve MHP'nin beklenmeyen yükselişinin açıklaması da bu gibi duruyor. Dışarıdan muhalefetin terörle özdeşleştirildiği denklemde "içerden muhalefet" tercih edilmiş. Özellikle de taşrada.Bugün yaşadığımız ekonomik kriz en temelde büyük şehirlerde yaşayan orta sınıfı vuruyor. Üstelik büyük şehirlerdeki orta sınıf seçmenler "öteki" ile sosyal hayatta karşılaşıyor. Öteki ile karşılaşan kişiler için kimlik öncelikli siyasi argüman olmaktan çıkıyor. Bu durum siyasi tercihlere de yansıyor. Büyükşehirlerde muhalefetin kazanmasının ama taşrada Cumhur ittifakının pek erimemesinin sebebi de bu gibi duruyor.Modern toplumlarda kamuoyu algısını ve sosyal hayatı genellikle orta sınıf gençler belirler. Bugün Türkiye'de kamuoyu algısı çoğunlukla Erdoğan'ın karşısında. Medyada,