Mahmut Övür

Sabah

FETÖ'cü Garson ve muhalefetin sessizliği

Son günlerde "fondaş" muhalefet medyası CHP'yi kurtarma derdine düştüğü için, ülkenin güvenliği açısından önemli bir meseleyi bile haber yapmıyor. Birkaç gün önce Sabah'ın birinci sayfaya taşıdığı "MİT, Garson'u çözdü, 320 bin kişi deşifre oldu" haberinden söz ediyorum... Muhalif medya o haberi hiç görmedi, görenler de en alt sıralarda yer verdi. T

İmamoğlu'nun adaylık korkusu

CHP'liler yine içi boş, siyasi ekseni olmayan bir "koltuk" kavgasına tutuşmuş durumda. Kılıçdaroğlu siyasetini 13 yıldır sorgulamayanlar, şimdi onu şeytanlaştırarak, bütün günahların müsebbibi ilan ederken aslında kendi suç ortaklıklarını, siyasi körlüklerini gizlemeye çalışıyorlar. Oysa her şey onların gözü önünde ve onların desteğiyle oldu. Kılıç

CHP'de eski 'sır' isimler gitti yenileri mi geldi

Ankara siyasetinin derinliklerini iyi bilen bir dostum; CHP'de olup bitenleri konuşurken, sözü sır danışmanlara getirip şöyle diyordu: "Artık onların dönemi bitti, yeni bir isim var: Namık Tan. Bugün Kılıçdaroğlu ne yapıyorsa ve CHP'de ne oluyorsa onun bilgisi dâhilinde oluyor. Onu izlemekte fayda var." Öyle mi değil mi doğrusu bilmiyorum ama eski

İmamoğlu da özeleştiri yapacak mı

İki mayıs seçiminde Millet İttifakı bileşenlerinin ağır bir yenilgi aldığını kendileri de kabul ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar "Pişmanlığım olmadı, yapılan her şey doğruydu" dese de çevresi ve "dostları" durumun öyle olmadığının farkında. Bu konuya özel dikkat çeken ve ısrar eden isim de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu. Daha i

Kılıçdaroğlu'nun iki Brütüs'ü

CHP'li siyasetçiler ve CHP destekçisi aydınlar, gazeteciler dün seçim sürecini doğru analiz edemedikleri gibi bugün de seçim sonrası yaşanan derin yenilgiden ders almış değiller. Oysa bu seçimler, 100 hatta 150 yıl önce başlayan "Batıcı-Mandacı" zihniyetle mücadelenin bugüne yansıyan versiyonuydu ve açık bir yenilgiyle bitti. Tarihin yanlış yerinde

Kılıçdaroğlu'na göre suçlu 6 milyon köylü

Muhalefet cephesinde yenilginin faturasının kime kesileceği tartışılıyor. Kimlerin kastedildiği de belli: Siyasi parti genel başkanları. En başta da altılı, yedili masayı kuran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yer alıyor. Doğrusu siyaset doğal mecrasında aksa olması gereken bu: Seçim kaybeden genel başkan ve ekibi istifa eder. Ama Türkiye'deki

HDP'de 'pişmanlık' hesaplaşması

Başkan Erdoğan'ın Külliye'de farklı coğrafyalardan gelen devlet başkanları ve başbakanları ağırladığı törende çok farklı siyasi aktörler bir araya geldi. Bu Türkiye'nin küresel önemini hatırlatırken, o aktörlerin de tercihini gösteriyordu. Yeni bir dünya düzeni kurulurken, o siyasi aktörler de nerede duracaklarına ilişkin pozisyon alıyordu. Ermenis

Yeni kabine, fırsatlar ve kutuplaşma

Seçmen üzerine düşeni yaptı ve olumsuz ekonomik koşullara, yıkıcı depreme, Batı medyasının kuşatmasına, terör örgütlerinin saldırılarına ve içerideki büyük sermayenin desteğine rağmen Başkan Erdoğan'ı tercih etti, ülkeyi 5 yıl daha yönetmesini istedi. Beklentisi de, ekonomiyi rayına oturtmak, demokrasi ve hukuk açığını gidermek, enerjide, tarımda,

Kılıçdaroğlu, CHP'de ne yapmak istiyor

Seçim bitti ama muhalefette gerilim ve tartışma bitmedi. Bu da doğaldı; çünkü muhalefet tarihi bir yenilgi yaşadı. ABD ve AB'nin kılavuzluğu bir yana, o yenilginin mimarı da başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yanına "kazandıracak" diye iliştirilen iki belediye başkanıydı. Ama henüz hiçbiri yenilgiyi üstlenip samimi bir özeleştiri yapmadı

Mazlum coğrafyaların liderleri

Başkan Erdoğan, cumartesi günü Külliye'de ağırladığı yabancı devlet başkanları, başbakanları ve diğer konukların önünde "Türkiye Yüzyılı"nın başladığını ilan ederken, büyük kuşatmaların yaşandığı son 10 yıl bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. NATO Genel Sekreteri'ni saymazsak, o salonda büyük oranda Latin Amerika'dan Afrika'ya, Balkanlar'da