Arslan Tekin

Yeniçağ

Ukrayna teslim alınabilir mi

Vladimir Putin köşeye sıkıştı. Bilmiyorum, Putin'in köşe sıkışmasında Putin'le aynı adı taşıyan Vladimir Zelenski'nin Yahudi olmasının rolü var mı Yahudiler Ruslardan zamanında çok eziyet gördüler. Nazi Almanya'sının, katliamları hatırlatılır ama nedense Rusya'nın Yahudilere yaptıkları dile getirilmez. Sovyetler 1989-1990'da dağıldı. Bu dağılıştan

Putin'in devşirme ordusu!

Ukrayna'yı Ruslar işgal etmiyor, Putin işgal ediyor ve bu işgal onun sonunu getirecek. Ruslar ayakta... Rusya'nın birçok şehrinde Putin'in bütün despotluğuna, acımasızlığına rağmen, dayağı, gözaltına alınmayı, hapis yatmayı hiç umursamadan protestolarını sürdürüyorlar. Bu protestolar, Putin'i ister istemez düşündürecek. Dünya ilk defa Putin'e karşı

Niye Atatürk yok niye laiklik yok niye HDP yok!...

Altı parti bir araya geldi, "Demokrasiye Geçiş" deklarasyonu yayınladı. Niye şu vurgulanmadı, niye bu vurgulanmadı, tartışmasına girildi. Hususiyetle "Atatürk", "laiklik" ve "HDP" üzerinde duruyorlar. HDP'yi silin! Böyle bir parti olamaz! İnsanlarımız yine müsamahalı; öfkesini yutuyor. Bölücü bir partiden bahsedilebilir mi Akıl dışı! Kasıtlı veya k

Putin yenilecek Bugün olmazsa yarın

Rusya dünyada en geniş sınıra sahip bir devlet. 17.08.242 km. Rusya'dan sonra Kanada (9.984.670 km), Çin (9.706.961 km), ABD (9.629.091 km), Brezilya (8.515.767 km) geliyor. Türkiye (783.562 km) 37. sırada. Osmanlı Devleti, en geniş sınırlarına 1683 yılında ulaştı. 22 milyon kilometrekareyi bulur. 1683 Viyana Kuşatması bir dönem noktasıdır. Osmanlı

Atatürk'ün 'tek adam' tespiti: Satın alabilirler

Bütün Türkçülerin ve ülkücülerin başı sağ olsun! O, bir dönemi temsil ediyordu; onunla birlikte bir devir göçtü. Yeni dönemin temeli hiç şüphesiz, Alparslan Türkeş ve onun Sadi Somuncuoğlu gibi ülkücülerle başlattığı dönem olacaktır. Zamanın ve olayların gerektirdiği yeni çözümlerle Türk milliyetçiliği yoluna devam edecektir. Sadi Somuncuoğlu Türk

'Kayıt Dışı Anılar'

Diplomatların hatıralarını yayınlamalarını önemserim. Devletler arası ilişkilerde, diplomatların görev yaptığı ülkelerde, pek çok bilinmeyeni onlar vasıtasıyla öğreniriz. Tabiî meslekten diplomat olmaları da önemli. Ama bazı edebiyatçıların, yazarların büyükelçi yapılmaları, dış temsilciliklerimize ayrı bir renk katmıştır. Cumhuriyetin ilk yılların

'Demokrasi'yi değil 28 Şubat'ı görüyorlar

Altı partinin 28 Şubat'ta "Demokrasiye Dönüş" deklarasyonunu imzalanmasının ardından, Saray çevresi ne diyecek, diye baktım. Bu altı partinin gene başkanları daha önce yuvarlak masa etrafında toplanmışlardı. Saray çevresi, basın yayın organlarıyla, siyasîleriyle öyle yorumlar getirmişlerdi ki, yuvarlak masada bir türlü tutacak kulp bulamamışlar, ta

Rusya durdurulamazsa... Sonrası

Dünyada kurulu bütün imparatorluklar dağılmış, ya silinmiş ya da küçücük kalmıştır. Tarih bunları yazar. Osmanlı üç kıtaya uzanmıştı. 600 yıllık bir imparatorluk. Dört bir tarafından koparıp koparıp aldılar. Anadolu'yu ve Trakya'nın bir parçasını kurtarabildik. Kurtarmak için belirlediğimiz sınırlara bile ulaşamadık. İç sızımız Misak-ı Millî. Ne Ba

28 Şubat'ta PKKHDP de ortaya çıktı

Önceki gün, Ankara'da, iktidarın uykularını kaçıracak bir deklarasyon yayınlandı. "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni" başlığı altında yayınlanan deklarasyonu altı partiden birer temsilci okudu. "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" değil de "Demokrasiye Dönüş Mutabakatı" denmesi daha uygundu. Her neyse... Netice itibarıyla kastedilen

Tansu Çiller'in sıkıntısı ne

Türkiye için dün tarihî bir gündü. 28 Şubat anlamlı. En anlamlısı dündü. Altı muhalif parti bir araya geldi, "demokrasiye dönüş" için mutabakat metnini açıkladı. Metinde neler olacağı az çok biliniyordu. Ayrıntıları okuyunca, hiçbir meselenin geçiştirilmediğini görüyorsunuz. Altı partinin bir araya gelmesi ayrı değer. Üç parti iktidarla aynı kaynak