Briket evler Suriyelileri döndürür mü!

Bayram öncesi Suriyeli mülteciler, Suriye'de akrabalarını ziyaret için sınırı izinli geçerler, bayram sonrası dönerlerdi. Bu yıl, giden gelemez dediler ve giden olmadı. Gidenler de her şey güllük gülistanlık olduğu için gitmiyorlardı. Türkiye'de kazandıkları parayı götürüp anne babalarına diğer yakın akrabalarına veriyorlar, ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Hem Türkiye'de mülteci olacaksın, hem sonra Beşşâr Esad'ın bölgesine geçecek, akrabalarını ziyaret edecek, sonra döneceksin. Mümkün mü Hemen sorgulanırsın. Mesele Beşşâr Esad'a kalsa, çok şey düzelebilir(di). Ancak, Beşşâr'ın etrafı sarılı. İç savaş çıkmadançıkartılmadan önce iyi niyetli görünüyordu. Türkiye'ye gelip gitmesi, yakın ilişkiler gösteriyordu ki, onun için bir örnek Türkiye idi. Ama oturduğu koltuğunun zemini kaygan. Bir tarafta Golan Tepeleri'ni ellerinde tutan İsrail, diğer tarafta Müslümanlıkları kendilerinden menkul radikaller... Orta Doğu ülkeleri, "demokrasi"yi, "güler yüz"ü, "hakka rıza"yı kaldıracak olgunluğa erişmiş değil. Hangisine sorsanız "Elhamdülillah Müslümanım" der; ama, İslâmın özüyle hiçbir alâkaları yok. Bakın etrafınıza, adaleti gözeten, birbirinin hakkına rıza gösteren ülke görebilir misiniz! Bir Türkiye vardı, şimdi geldiğimiz yer belli! "Kin"le devlet yönetiliyor. Allah beterinden saklasın. Beşşâr'ın, babası Hafız Esad'dan çok farklı olduğu biliniyordu. Kendisi biraz da tesadüfle, devletin başına geçti. Ağabeyi Basil, iktidara hazırlanıyordu. Araba tutkunu ağabey, hız yapınca hayatını yitirdi. Veya tuzağa düşürüldü. Orta Doğu'da her şey mümkün. Olup bitenlere akıl sır ermez. Diktatörlüklerde de seçim yapılır! Ama oyları yüzde 90'ın altına düşerse, bir arıza var demektir! Beşşâr için sandıktan yüzde 97 oy çıktı! Beşşâr, halk beni seviyor. Muhalifler de olsa bir şey olmaz, dedi zahir! Demokratik reform talep eden aydınların açık toplantı yapmalarına ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarına bile ses çıkarmıyordu. Hatta "Şam baharı"ndan bahsetmeye başladılar. Ancak bu ılık esinti kısa sürdü. Ülkeyi artık Beşşâr yönetmiyor. Putin'in askerleri var. Tahran vaziyete hâkim. Lübnan'ın Hizbullah'ı bile söz sahibi. Ne yazık ki, mezhepçilik ülkeyi kasıp kavuruyor ve azlık çokluğu kendilerine tâbi kılmak istiyor. Onun için mülteciler meselesi son derece hassas; kimseyi gönderemezsiniz. Ortalığın da durulması mümkün görülmüyor. TAU Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi