Ali Bayramoğlu

Karar

Yeni dünya, yeni Türkiye: Aynı pota…

Adını nasıl koyarsak koyalım, Global satıhta, onun bir parçası olarak Türkiye'de örselenen, bu ikili meşruiyet bütünlüğünün bozulması, dokunun ayrışmasıdır. İlk ayağın öne çıkıp, ikinci ayağın giderek yok sayılması, hatta yokluğunun talebidir.ister otoriterliğin dirilişi, ister milli devletin yeniden doğuşu diyelim, gerekçe olarak kültür savaşların

CHP ne yapsın

Muhalif kesimde sıkça şu sözler duyulur; "bu koşullarda CHP ne yapsın…"Bir yönüyle haklı bir serzeniştir bu.Bir süre önce yazmıştım:"Siyasi iktidarın CHP üzerinde eşine ender rastlanır bir baskı kurduğu muhakkak. Yargı, tümüyle ve tartışmasız bir biçimde iktidarın denetiminde. İktidar bu denetim üzerinden CHP belediyeciliği ile yolsuzluk arasında b

Kanun tiyatrosu

Türkiye bir hukuk devleti miHukuk devleti ölçütlerinin yer almadığı bir düzen neden ve nasıl hukuk devleti olsunKanunlar, mahkemeler, hakimler elbet var…Ama onlar hukuksuzluğun zirve yaptığı her yerde, her zaman vardı.Evrensel değerlerin, insan hakları ilkelerinin, adalet ve özgürlük fikrinin yer almadığı, hukukla çatışan, düzenleyici hükümler, kur

Boğma süreci

Sadece Eylül ayında CHP'ye ilgili, aralarında İmamoğlu diploma davası, Beykoz Belediyesi davası, Kurultay İptal davası, Kent Uzlaşısı davasının da olduğu 10'a yakın dava görülecek…Son dönemde İstanbul savcılıkları tüm vakitlerini CHP'ye hasrederhaldeler.Ana muhalefet partisine yönelik iddialar, soruşturmalar, tutuklamalar akıl almaz bir boyuta ulaş

Erdoğan çok beğenmiştir…

ABD kaynaklı dış politika dergisi The American Conservative'de yayımlanan bir makale dün internette dolaştı. Birçok benzeri gibi Türkiye'nin güvenlik, savunma sanayi, dış politik sahadaki yükselişine işaret eden makale, Türkiye'nin bölgesel gücünün, "neredeyse bir asırdır görülmemiş bir zirveye ulaştığını" söylüyor, durumu şu hususların altını çize

Söz yine topluma gelecek

Beka söylemiyle uzun süre yönetilebilir bir toplum hiç olmadık. Siyasi otoriter dönemlerin baskınlığa rağmen, kutuplaşmaya, öteki fikrine dayanan, salt kriz diline dayanan içe kapanmacı iklim aslında bu ülkenin ruhuna uygun bir tarz değildir.Türkiye toplumunun dokusunda otoriter siyasetin uzun vadede sürdürülemez olduğunu düşündüren iki temel husus

Keser döner sap döner…

Türkiye'de yargıya ilişkin siyasallaşma hiç bu seviyeye ve bu niteliğe ulaşmadı.Bu siyasallaşma, dünkü örneklerinden daha farklı.Mahkemelerin rejimi kollama ve koruma görevine soyunup hukuk dengelerini altüst edecek kararlar vermelerinden, sistemin siyasi aktörleri devre dışı bırakma işlevini üstlenmesinden oluşmuyor.Bu bakımdan iki yeni durum var.

Siyasi alan daralırken…

Daha önce de yazdım. Türkiye'nin iç siyasetinde kısa vadeye, kısa-orta vadeye yönelik iki temel, belirleyici eksen var.Bunlardan biri, CHP belediyelerine yönelik operasyonlar. Tutuklamaların, görevden almaların ardı arkası kesilmiyor. Keyfî, antidemokratik, yürütme-yargı gücü aynılaşmasına işaret ederek ülke siyasetinin tonunu karanlıklaştırıyor. M

Bahçeli…

Bir önceki yazıda kısaca şunu söylemiştim: Milliyetçilik her yerde olduğu gibi bizde de yükseliyor. Ne var ki bu dalga yeni; siyasal, ideolojik sert vurgudan toplumsala, millî devlet ve millî sınır milliyetçiliğine doğru seyrediyor.Ardından şu soruyu sormuştum:"Toplumsal nitelikli bu millîlik dalgası, geleneksel milliyetçi siyasî hareketlerin tutum

Yükselen milliyetçilik neye benziyor

İçinde yaşadığımız dönemin yükselen en önemli toplumsal unsuru, şüphe yok ki milliyetçilik.Karşımızda birçok neden ve gösterge var: göç dalgaları ve göçmen karşıtlığı, radikal dinî hareketler, çok kültürlü toplum modelinin ideal olmaktan çıkıp bir hedef hâline getirilmesi, güç siyasetinin öne çıkması, bununla birlikte devletlerin siyasetin asli taş