Millî egemenlik platformu

"Bizler, tarihe ve geleceğe Türk Milleti'nin penceresinden bakan, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk milliyetçiliği fikrine inanmış kişileriz; laik, üniter ve millî Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü en kıymetli hazinemizdir."

"Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan giderek, Türk Milleti'nin egemenliğini koruma ve geleceğe taşıma görevini yerine getirme azim ve kararlılığındayız."

Yukarıdaki cümleler, Millî Egemenlik Platformu'nun, 06 Nisan 2024 tarihindeki iftar yemeğinde aşağı yukarı 500 kişilik bir gruba ve basın mensuplarına açıkladığı bildirinin ilk cümleleridir.

Platformun 40 kişilik kurucular kurulu kendi aralarında 4-5 aydır toplanıyor ve nasıl bir hareket hattı oluşturacaklarını konuşuyor, tartışıyordu. Sonunda bir platform olarak ortaya çıkmaya ve bir bildiriyle kendilerini kamuoyuna duyurmaya karar verdiler. Yukarıdaki cümleler işte o bildirinin ilk cümleleridir.

Platformun adı "Millî Egemenlik"tir. Millî egemenlik, Türkiye'de Türk milletinin egemenliğidir. Türk milleti, anayasanın 66. maddesinde tanımlanan millettir. Atatürk'ün önderliğinde Türkler tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde Türk milletinin egemenliği hiçbir şekilde paylaşılamaz, devredilemez.

Bir aydınlar hareketi olarak ortaya çıkan platform, işte bu gerçeği Türk kamuoyuna açık bir dille duyurmuştur. Aslında bu gerçek, yalnız Millî Egemenlik Platformu'nun değil bütün Türk milletinin kabul edeceği ve asla taviz vermeyeceği bir gerçektir.

Gerek kurucular kurulu gerek 6 Nisan akşamı toplanan aşağı yukarı 500 kişilik davetli, genellikle milliyetçi ve ülkücü kökenden gelen aydınlardır. Akademisyenler, milliyetçi kimlikli sivil toplum kuruluşları üyeleri, Ülkü Ocaklarının çeşitli kademelerinde çalışmış bulunan aydınlar. Ancak bu, platformun sadece bu kesimlere açık olduğu anlamına gelmez. Platform, aynı hassasiyetleri taşıyan, ülke ve millet çıkarını, şahsi çıkarlarının üstünde tutan herkese açıktır. Amaç kapanmak değil açılmaktır.