CHP'nin tavrı terörle mücadelede net olmalı

31 Mart 2014 Mahallî İdareler seçiminde, PKK uzantısı siyasî güç belli bölgede, yine belediyeleri kazanınca, bildiklerini okuyacaklarını biliyorduk. Daha başlangıçta Türk bayrağı kaldırıldı, İstiklâl Marşı söylenmedi. Tabelaların etnisite diliyle yazılmasını teşvik için vergi indiriminden bahsedildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün resmine küfredildi, kaldırılması istendi. Küfreden tutuklandı. Zihnen engelli olduğuna dair haberler var. PKKDEM tarafı bilmiyorum, adamı kurtarmak için mi böyle bir yolu deniyor Şu da bir gerçek ki, "düşmanlık" içinde yoğrulmayan biri ne vaziyette olursa olsun böyle bir tavır göstermezgösteremez.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin mesuliyeti, Ak Parti iktidarından, daha açığı Saray iktidarından çok çok fazla.

Saray iktidarının Mustafa Kemal Atatürk'e nasıl baktığı, geçmişte, neler söylediği kayıtlarda mevcut. (Bizim "Türk Adını Silme Planı" kitabımızda da Mustafa Kemal Atatürk'e Türk'e tavırları belgelerle bir bir kayıtlı.)

Türkiye Cumhuriyeti'ni, ülke bütünlüğünü korumada, kardeşliği pekiştirmede CHP yönetiminin yerini kesin belirlemesi gerekir. "Türkiye ittifakı" gibi yuvarlak laflarla, "Kürt demokrat" gibi, sözün nereye gideceği belli tavırlarla, ülke birliği nasıl sağlanacak

CHP'nin acar genel başkanı Özgür Özel'in, PKKDEM'cilerin belediye başkanlığı koltuğuna oturduğu ilk faaliyetlerinde, hedeflerini göstermelerine karşı bir sözü oldu mu Bayrağımız, İstiklâl Marşı'mız, Atatürk'ümüz kırmızı çizgimizdir, dedi mi

Recep T. Erdoğan, Irak'taydı. Epey zamandır, Irak'taki PKK yuvalarının dağıtılması için Bağdat'la konuşuluyordu. Barzanî tarafı, PKK'ya tavırlı gözükse de PKK, Barzanistan sahasında da bildiğini okuyor.

Talabanistan tarafında, Celal Talabanî'nin mahdumları Süleymaniye'yi, PKK'nın başşehri ilân edecek neredeyse.

Hatırlatırım... Amerikan askerleri, 4 Temmuz 2003'te, Süleymaniye'deki Türk Özel Kuvvetler Karargâhı'nda, 11 askerimizin başına çuval geçirdikleri sıra, biraz ötede, cibinde oturup sigarasını tüttürerek olanları videoya çeken Celal Talabanî'nin oğlu Kubad'dı. Bu Kubad daha sonra Ankara'da da ağırlanmış, yakın zamanda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la Erbil'de bir araya gelmişti