"Kestik" de "kıstık" gibi olmasın

TESBİT

İsrail'le ticaretin AKP iktidarında, "tek adam otoriter rejim"de yüzde 500'den fazla artışın ortaya çıkmasının ardından "kısıtlama"da olduğu gibi "bütünüyle kesildiği"ne dair tartışmalar sürüyor.

Mâlum 7 Ekim'den itibaren İsrail'le ticareti bile bile inkâra direnen, ancak Türkiye'den İsrail'e başta başta jet yakıtı, barut, silâh parçaları, çimento ve kimyasal maddeler olmak üzere her türlü ihracatın yapıldığı "ticaretin devlet kurumlarınca yapılmadığı" saptırmasının da belgelerle boşa çıkması açığa çıktı. Böylece altı ay sonra da olsa Ticaret Bakanlığı'nca 9 Nisan'da bu ülkeye gönderilen 150 mal ve malzemen 54'ünde kısıtlamaya gidilmesi"yle resmen itiraf edildi.

Ne var ki 16 Nisan'da yeni bir açıklama yapmak zorunda kalan Bakanlık, "9 Nisan 2024, saat 09.00'dan itibaren gümrüklerimizde ihracat tescil işlemi kesinlikle yapılmamaktadır" duyurusuna "bu tarihten önce tescil işlemi tamamlanan ürünlerinin ihracat sürecinin devam ettiği"ni eklemesi istifhamlara sebebiyet verdi.

Bu bakımdan, "İsrail'le ticareti kestik" açıklamalarından sonra Türkiye limanlarından İsrail'e gemilerin gittiğine dair tesbitlere karşı resmi mercilerden yine "uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatı ve prosedürler"le çelişkili savunması dikkat çekiyor.

Ve İsrail'in tam da Refah bölgesini de bombalayıp katliâma devam ettiği sırada iktidardakilerin "İsrail'e ticareti tamamen kestik" açıklamasının "İsrail'le ticareti kıstık" duyurusu gibi olmasından endişe ediliyor.

İBRET

İnsanlığın yüz karası

Amerika'dan İngiltere'ye, Fransa'dan İtalya'ya, İrlanda'dan Japonya'ya bütün dünyada İsrail'in Gazze'deki soykırım zulüm ve vahşeti protestoları sürüyor. Amerikan yönetimlerinin İsrail'in onlarca yıldır tam bir vahşetle dayattığı askeri işgalle ağır hak ihlâllerini, katliâmlarını görmezden gelip arka çıkmasına, BM'de "İsrail'i kınama kararları"nı veto etmesine karşı, Amerikan halkının İsrail zulmüne ciddi tepkisi, özellikle Amerikan üniversitelerinde dalga dalga yayılan Filistin halkının haklarını destekleyen İsrail protestoları kararlılığı insanlığın ve vicdanın yüz akı olarak büyük takdir görüyor.

O denli ki ABD yönetimlerini kıskaca alan siyonist elitlerin Amerikan üniversitelerindeki öğrenci aktivizminden fevkalâde tedirgin oldukları, genel kamuoyunu etkilemeden korktukları; bu yüzden tahrike gelen hükûmetin polisi protestolara sert müdahale ettirdiği belirtiliyor.

Bundandır ki her fırsatta demokrasi, hukuk, hak ve hürriyetler, basın, ifade ve toplanma özgürlüğüyle övünen ABD'de İsrail'in zulmünü protesto eden öğrencilerin, öğretim üyelerinin apar topar gözaltına alınması, gösterilere izin veren rektörlerin baskıyla istifa etmek zorunda bırakılmaları bütün dünyada büyük tepki görüyor.

Bu açıdan, İsrail'in iki yüz günü aşkındır Gazze'de yaptığı zulmün görmezden gelindiğini nazara veren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Halkla İlişkiler profesörü ve İslâm Dünyası ve Küresel İlişkiler Merkezi'nin yöneticisi Sami Al-Arian, İsrail'in güdümüne giren Amerikan yönetiminin vaziyetini deşifre ediyor. Prof. Al-Arian'ın "Bugüne kadar 125 binden fazla kurban verildi. Bunların en az 45 bini öldürüldü ya da kayıp, yüzde 70'inden fazlası ise kadın ve çocuk. ABD siyaset kurumu, İsrail'in işlediği suçları hiçbir vicdan azabı duymadan, kurbanlara karşı gerçek bir empati göstermeden desteklemekte inatla ısrar etti" ifadesi bu gerçeğin ibret verici ifşası. (AA, 9.5.24)