Müslüman âilenin programı ve yol haritası

Âile hayatında detaylara inildiğinde çok ince, derin, çarpıcı hakikatlerle karşılaşırız. Bunlar ise, uzmanların işidir. Ancak, biz burada genel olarak Asr-ı Saadet Aile Modeli, Aile Hayatı ve Hukukunun Manevi Dinamikleri üzerinde duracağız.

Hemşehrim Kâbe'nin duvarına yapışmış, yalvara, yakara dua eder: "Ya Rabbi, ben Cennetten başka yerde rahat edemem; beni Cennetine al!" Herkes rahat, huzurlu ve mutlu bir hayat peşinde. Ne var ki kimi zenginlikte, kimi şah-şöhrette, kimi siyasette, kimi oyun ve eğlencede bulacağını sanarak arar.

Oysa gerçek huzur ve mutluluk; iman-Kur'an, Sünnet-i Seniyyeye ahlakı dairesindeki "Müslümanın dünyadaki bir nevi Cenneti" olan aile yuvasındadır. Toplumun çekirdeği, özü, temeli ve aile hayatı şöyle programlanmış: Hak ve hürriyetlerin de kaynağı iman esaslarını özümseme, benimseme, İslam şartları ve farzları ifâ, Sünnet-i Seniyye'ye ittiba. Müslümanın yolu, kanunu, prensibi, "Mesleği, herkes kendi nefsiyle mücahede, yani ahlâk-ı Ahmediye (asm) ile tahallûk ve sünnet-i Nebeviyeyi ihyâ ve başkalara da muhabbet ve-eğer zarar etmezse-nasihat etmektir. Bu ittihadın nizamnâmesi sünnet-i Nebeviye ve kanunnamesi evamir ve nevâhî-i şer'iyedir. Ve kılıçları da berâhin-i katıadır. Zira, medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir. Taharrî-i hakikat, muhabbet iledir. Husumet ise, vahşet ve taassuba karşı idi. Hedef ve maksatları da, ilâ-yı kelimetullahtır. Şeriat da, yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nispetinde siyasete mütealliktir; onu da ulü'l-emirlerimiz düşünsünler."1