Giresunlu şairler

Giresun'da da şairler var. Hatta onlardan Ozan Arif var. Merhum İmamoğlu var. Can Akengin var. Ve meşhur Kaldırımlar Şiirini yazan Necip Fazıl Kısakürek var. Necip Fazıl Giresunlu değil ama sözü edilen şiiri Giresun'da yazdığı söyleniyor.

Şiir sözün estetiğidir. Konuşmacının saatlerce anlatmaya çalıştığını şiirle bir dörtlük anlatır. Herkes sözü bu manada kullanamaz. Şair olmak herkese nasip olmaz. Peygamberler vahiy alır şairler ilham. Peygamberlerin söyledikleri mutlak gerçektir. Şairlerinki ise şartlara bağlıdır.

Bizim tarihimizde kadın şaireler azdır.

Bunlardan en meşhur olanı Fıtnat hanımdır. Sırayla gidecek olursak: Zeynep Hatun, Mihri Hatun, Ani Hatun, Leyla Hanım, Şeref Hanım, Adile Sultan, Tevhide Hanım, Feride Hanım, Hatice Nakiye Hanım, Sırri Hanım, Münire Hanım, Fıtnat Hanım (Trabzonlu) Habibe Hanım, Hasibe Maide Hanım, Hatice İffet Hanım, Leyla Hanım(Saz), Nigar Hanım, Makbule Eman Hanım, İhsan Raif, Şukufe Nihal Hanım Bir de hem Osmanlıyı hem de Cumhuriyeti yaşamış güçlü şairelerimizden Halide Nusret Zorlutuna

Giresunlu yaşayan şairlerimizden bir hanım.

HATİCE SATGUN

Bir bayan olması üzerine onu en başa aldım. Kendisinden aldığım bilgiye göre 6 şiir 13 Antoloji kitabı basılmış. Çok üretken bir hanım olduğu her halinden belli. Kitaplarından bazıları Yunusca, Gelincik Çiçeği, Vuslat daha çok hece tarzıyla şiir yazan şairemiz şiirlerinde dokunduruyor. Mesela Gelincik Çiçeği" adlı şiir kitebından: "Yılın sonu diye süslemiş Yolun sonu değil Müslüman bacım. Yüreğin imanla doluysa cami Yolun sonu değil Müslüman bacım.

"Dilime Allahı, kıbleme Kabe,

Vird eyledim her dem, başımda tacım.

Benzemek ne imiş kafire, tövbe

Yolun Sonu değil Müsüman bacım."

Şairemiz görüldüğü gibi toplumsal duyarlılık üstüne de aşk üzerine de din ve inanç üzerine de Giresun üzerine de şiirler yazmış. Zaten mahlası Giresuni

Yunusça isimli şiir kitabında ise şöyle diyor:

"Ben dağların kuşuyum,

Konar, göçer yaşarım,

Sabahlarda huşûyum

Derelerden taşarım."

Hatice Hanıma bol verimli bir hayat tamennisiyle.

ALİ ALGÜN

Emekli öğretmen olan Ali Algün, biraz siyasetle uğraştıktan sonra asıl mesleğine dönmüş. Yani şairliğe Onun ilk şiir kitabı. Ali Algün de hem toplumsal, hem aşk, hem de din ve inanç konularında şiirler yazmış. O da hece veznini kullanmış. Okuduğum kadarıyla okula gittiği andan itibaren bilhassa büyüklerinden toplumda iz bırakanlara değinmiş. Galiba öğrencilik yıllarına kendisini "Çakır Ali" diye çağırıyorlarmış ki; kitabının adını "Çakır Alinin Penceresinden" koymuş. Bu kitaptan bir şiir lütfedeyim şiir severlere:

"Bir tutkudur bende şiir"

Sıkılınca sarıldığım,

Kirlenince arındığım,

Darda kalıp sığındığım,

Bende bir tutkudur şiir.

Şiir yazmayı bir liman olarak görmek hem bir emeklinin üretkenliği hem de sığınağı. Üretici olmak. Keşke her emeklimiz böyle olsa. Keşke her insan gönülden duyabilse Ali Algün bir başka şiirinde

"Benim imanım özüm" diyor ve şöyle yazıyor:

Aklı fikri ilimle arzda buluşturalım,

Parçaları toplayıp bütün oluşturalım.

Boş çeneyi bırakıp düşünmeye meyil et,

Oturanı yürütüp amaca koşturalım.