Aaaa, AYM Başkanı ne dedi

"Sakalımız yok ki, dinlesinler" diyeceğim de.. Üniversite yıllarımdan bu yana sakalımı kesmedim..

"Sakalımız da olduğu"na göre, o zaman acaba bizi niye dinlemiyorlar

Tersinden yorumlayalım, belki de "sakalımız olduğu için, inadına dinlemiyorlar.."

"Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında astlık-üstlük ilişkisi yoktur" dedik.. "Her ikisi de yüksek mahkemedir" dedik.

İzah ettik: Anayasa, birisi için (Yargıtay) "son inceleme mercii" demiş.

Diğeri için ise (Anayasa Mahkemesi), "Kararları herkesi bağlar" demiş..

Türkçe bilen her kişi kabul edecektir ki, "Herkes" ile kastedilenin içinde, tabii ki "Son inceleme mercii" de vardır..

Ama, "son inceleme mercii"nin istisnası da olmamalıdır.. İstisnası var ise, zaten o makam "son" olmaz..

Bir madde "son" diyerek, sınır koyuyor.. Diğer madde, "herkes" ile kuşatıyor..

Ve başlıyor tartışma...

Haydi bakalım, çıkın işin içinden, çıkabilirseniz..

Ve bu tartışma üzerinden, ülkeyi kan gölüne çeviren, kamu mallarına zarar veren gezi isyanının organizatörü birisini (Can Atalay'ı) cezaevinden çıkarmak için, Türkiye meşgul ediliyor..

Günübirlik tavır değiştiriyorsanız, rüzgâra göre konum belirliyorsanız..

Bir gün "son inceleme mercii"ni üstün tutarsınız.. Bir gün "Herkesi bağlar" ifadesini üstün tutarsınız..

Biz öyle yapmadık.

"Anayasa'da muğlaklık var, yeni Anayasa ile bu sorun çözülmeli" dedik.

Anayasa Mahkemesi'nin yeni Başkanı Kadir Özkaya da, "Yüksek yargı organları arasında hiyerarşi yoktur" cümlesi ile aylardır tekrarladığımız tespitin benzerini önceki gün Anayasa Mahkemesi'nin 62. kuruluş yıldönümünde yapmış oldu..

Anayasa Mahkemesi'nin üst mahkeme, süper temyiz mercii, Yargıtay'ın da alt mahkeme olmadığı, böylece belirtilmiş oldu..

Ha; şunu da söyleyelim, "Yargıtay da Anayasa Mahkemesi'nin amiri değil"dir.. Bu tespite de kimse itiraz edemez..

Yüksek yargı organları arasındaki ilişkinin, Anayasa'da madde madde belirlenmesi gerektiğini hatırlatıp, darbe Anayasasının artık yürürlükten kaldırılması gerektiğini söyleyelim..

Ki, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, mahkemenin kuruluş yıldönümünde bunu da hatırlatıyor, "değişmesi gereken şeyler varsa, değişmeli" diyerek, yeni Anayasa'nın önünü bir yüksek mahkeme başkanı olarak açıyor..

Ama tam bu noktada..

Tilkiler devreye giriyor..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve avanesi, "Önce var olana uyun. Sonra değiştirelim" diyor..

Mevcut Anayasa ne

Darbe Anayasası..

Darbe Anayasasının neyine uyacağız

Darbe Anayasasına uymamak bile, tek başına demokratik bir tepkidir, olması gereken bir tavırdır..

Sırf darbe Anayasası olduğu için ona uymamak, tek başına milli iradeye saygıdır..

Ama gelin görün ki, darbecilerin büyük çoğunluğunun sandıkta oy verdikleri CHP'nin, arka kapıda birlikte hareket ettikleri için korumaya çalıştıkları darbe Anayasası, bizim mahallenin geri zekalıları tarafından da savunuluyor..

Kimseye hakaret etme niyetim yok..

Ama birisi çıkıp da, eğer o yazıyı kendisi kaleme aldı ise, isterse profesör olsun, isterse başka şey olsun..

"Geçen yıl milletvekili yemini ettiler ve yeminleri şöyle son buluyordu: 'Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.' Ne olacak şimdi Mevcut Anayasa aleyhinde konuşan yemin sahipleri. Cevap verir misiniz Sadakatten ayrılmayacağınıza namusunuz ve şerefiniz üzerine ant içtiğiniz bu Anayasa değil miydi Şimdi söyledikleriniz mi ant içerken söyledikleriniz mi Hangisine inanalım" diyorsa, bunu yazan, bunu söyleyen adam gerizekalıdır..

Yaşına hürmet etmek istediğim, ama bunu hakketmeyen o Karar yazarına hatırlatayım:

Anayasa'nın bugüne kadar onlarca maddesi değiştirildi..

O değişikliklere oy veren milletvekilleri, Anayasa'ya sadakat görevlerini çiğnemiş mi oldular

Bu sebeple o değişiklikleri, sadakatsiz insanların ihanetleri olarak mı yorumlamamız gerekiyor

Anayasa'nın kendisinde yazılı..

Anayasa'nın nasıl değiştirileceğini, bizzat darbeciler bile Anayasa'ya yazdırmışlar..

Ama Karar yazarı muhterem, "Anayasa'ya sadakatle bağlı kalacağınıza yemin etmiştiniz. Şimdi nasıl o Anayasa'yı darbe Anayasası olarak nitelendirirsiniz"