Sağlık ve âfiyetnimeti...

İslâmiyet, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü, bütün iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir.

İslâmiyet ve sağlığımız -1-

Hiç hastalanmamak, hep sıhhatli olmak kötü değildir. Cenab-ı Hak, dünya saâdetini de istememizi emrediyor:(Ey Rabbimiz, bize dünyada ve âhirette de hasene ver!)Bekara 201 Hasene, iyilik, güzellik, sıhhat ve afiyet içinde mutlu yaşamaktır.

Her Peygamber, belâdan Cenab-ı Hakka sığınmış, dünya âhiret güzelliği istemişlerdir. Allahü teâlâ,(İman eder, sâlih amel işlerseniz, size dert-belâ ve korku vermem, mahzûn etmem)buyurdu. O hâlde, bir kimsede iman, sâlih amel ve sıhhat varsa, en büyük saâdet ve sultanlıktır.

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Duanın efdali, dünya ve âhirette Rabbinden af ve afiyet istemektir. Affa ve âfiyete kavuşan, dünya ve âhirette kurtuluşa ermiştir.)Tirmizi

(İhlâstan sonra, âfiyetten iyisi yoktur. O hâlde Allahü teâlâdan âfiyet isteyin!)Nesai

(Ya Rabbî, sıhhat, âfiyet ve güzel ahlâk ver.)Harâiti

Peygamber efendimiz, tıp bilgisini çeşitli şekillerde övdü:(İlim ikidir: Beden bilgisi, din bilgisi.)Yani ilimler içinde en lüzumlusu, ruhu koruyan din bilgisi ve bedeni koruyan sıhhat bilgisidir buyurarak, her şeyden önce, ruhun ve bedenin zindeliğine çalışmak lazım geldiğini emretti.

Bugün, bütün üniversitelerde okutuluyor ki, doktorluk iki kısımdır: Biri hijiyen, sıhhati korumak. İkincisi terapötik, hastaları iyi etmektir. Bunlardan birincisi önce gelmektedir. İnsanları hastalıklardan korumak, tıbbın birinci vazifesidir. Hasta insan, iyi edilse de, çok kerre, arızalı kalır. İşte İslâmiyet, tabâbetin birinci vazifesini, hijiyeni garanti etmiştir.(Mevâhib-i ledünniyye)de Kur'ân-ı kerîmin tıbbın iki kısmını da teşvik buyurduğu, âyet-i kerimeler gösterilerek ispat edilmektedir.

Peygamber efendimiz, Rum İmparatoru Heraklius ile mektuplaşırdı. Bir defa, Heraklius birçok hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri de, bir doktor idi. Doktor gelince: