Küresel hesaplaşma sürerken Türkistan coğrafyası üzerine düşünmek

Merkezi Asya, Kafkasya ve tamamen Türkistan coğrafyası, küresel hesaplaşma sürerken en fazla odaklanmamız gereken odak noktası olduğunu biliyoruz. Tarihi bilincimizi zinde tutmadan gelecek projeksiyonu öngörebilmek zordur.

Türkistan ve tümüyle Türk dünyası temasının küresel akıl için kullanışlı koz olduğunu, söylem ve eylemlere baktığımızda görebiliyoruz. Türk dünyası temasının dün birileri için hiç konu olmazken, yeni dönem konjonktüründe moda haline gelmesini iyi irdelemek gerekiyor.

Türkistan coğrafyasındaki tüm siyasi tarih arka planına bakarken, 19. yüzyıldan itibaren geliştirilen söylem ve akımları şimdiki konjonktür ışığında yeniden güncellemek gerekiyor. Çünkü bu ulvi konu başkalarının kullanışlı kozu olmak için dizayna hep açıktır.

Zira küresel güç merkezlerinin bu kozu hep Rusya, Çin, İran merkezli karşıt koz olarak kullanışlı silah gibi gördüğünü anlıyoruz. Uzun yıllar kamuoyu dizaynı için toplumsal mühendislik yapıldı, halen de yapılmaktadır.

Osmanlı'nın çöktürülme sürecine baktığımızda ve birçok nedenleri ile beraber etnik kimlik üzerinden devreye giren akımları, bu akımlar üzerinden Türk-Rus kapışmasını devreye sokmanın nasıl bir süreci pekiştirdiğini şimdi daha derin kodlar üzerinden okuma fırsatımız vardır.

Tıpkı şimdiki gibi, eğitimini Avrupa'da görmeye giden bazı aydınlarımızın daha sonraki dönemlerde savunduğu fikirlerin nasıl sonuçlara bizi götürdüğünü güncelleyerek okumamız gerekiyor. Bu kötü, o iyidir demiyorum. Sadece tarihi arka plan ile beraber okuma yapmamız gerektiğine inanıyorum.