Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar

İnkâr edebilir misiniz
Devlet okulları, çocukları evden ve sokaktan birkaç saat uzakta tutmak içindir.
Gerisi süslü hayallerdir.
Geçenlerde öğretmen arkadaşlarla sohbet ediyoruz; içlerinden biri "Bana öğretmen değil gardiyan deseniz daha doğru" dedi; sustuk uzun bir süre...

Ve şunu da hep bilmiyormuş gibi yapıyoruz...
Ülkemizde iki ayrı okullaşma modeli var; devlet okulları ve özel okullar...
Birincisinde öğretmenler çocukları oyalamak ile bir şeyler öğretmek arasında salınıp duruyorlar; ikincisinde ise tüketiciye (parayı bastıran velilere) kendilerini beğendirmek için helak oluyorlar.
Çocukların kaderleri mi
Çok fark ediyor.

Okullar şöyle mi olsa, öğretmenler böyle mi olsa...
Oysa nasıl olursa olsun, olmuyor!
Şimdi de bir süre müfredat değişikliği üzerine tartışacağımız belli oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı bunu istiyor...
Sonuç
Korkarım ki...
Kemalistler bir tarafından, muhafazakârlar öte tarafından çekiştirecek müfredatı; sonra renksiz, kokusuz bir ara yol bulunup durum yine idare edilecek...

İşin esası şu...
Cumhuriyetin eğitim tarihine ve ideallerine dair herkesin bir fikri var ama gerçeklerle hesaplaşan yok...
Mesela kurucu rejimin daha ilk yıllardan başlayarak muazzam bir eğitim ve okullaşma seferberliği yaptığına inanılır.
Oysa gerçek çok farklıdır.
Buyurun size örnek...
1923-24 ders yılında bütün ülkede 72 ortaokul vardı.
Kuruluş sonrası ortaokulların sayısı 15 senede ancak 140'a çıkabilmiştir.