Devrim! Biz de böyle yaptık

Haftaya pazar sandık...

Bu seçim aslında dua edenlerle, beddua edenlerin seçimi olacak.

Ali Sirmen sonsuz âleme göçeli bir hafta oldu.

Sohbetleri, esprileri anılarda, ülkemizle ilgili özlemleri, kaygıları, yazıları arşivlerde yaşayacak.

Yıllar önce bir yazısında "Zaman geçmiyor. O yerinde duruyor. Asıl geçen biziz!" demişti. Sahiden de o sözü "ekşi sözlük"te duruyor. Ama Ali Sirmen geçti gitti.

Kim bilir Cumhuriyet'te son elli yılda kaç seçim yazısı yazmış, kaç sevinç, kaç hayal kırıklığı yaşamıştı

Bu seçimin sonucunu onun kaleminden okuyamayacağız.

Ne diyelim, okuduklarımıza sayacağız.

Geçen yerel seçimleri beka sorunu gibi görenlerin zekâ sorunu olduğunu söyleyenler olmuştu. Onları hem kınıyor hem de hak veriyordu:

"Demokrasilerde, yerel bir seçimin beka sorununa dönüşmesi görülmüş bir şey değildir" diyor ve ekliyordu:

"Otoriter-totaliter tek adam rejimlerinde her seçim, egemenin onaylanması amacına yönelik bir plebisittir. Bu durumda yerel seçim-genel seçim ayrımının önemi kalmamaktadır. Aday ister milletvekili, ister belediye başkanı veya muhtar olsun, aslında oylanan 'muktedir'dir!"

Tayyip Bey'in gecesini gündüzüne katarak, gözünü karartarak yurdun dört bir yanında koşuşturup durmasını doğal sayıyordu.

Nedenini, AKP'li Afşin Belediye Başkanı Fatih Güven (tövbe tövbe) şöyle açıklamıştı:
"Türkiye genelinde Cumhur İttifakı olarak yüzde 52'nin altına düşersek tahmin ediyorum ki bizi darağacına çekip kazığa oturtacaklar." (01.02.2019)

Çok şükür hâlâ uygar bir hukuk devleti sayılırız. Darağacı ve kazığa oturtma uygulamamız yok. Ama yine de korkusu yürekleri sarmış ki daha sandıklar açılmadan geçen yerel seçimde feryat figan dağlarda yankılanmıştı.

Bu seçim ramazan ayına denk geldiği için müstesna bir seçim. Ramazanın kutsallığı Kuranıkerim'in tebliğ edilmeye başlandığı ay olmasından. Kuran aslında bir dua ve dilek kitabı, ikiyüze yakın ayet dua içeriyor. (Kuranıkerim'e gönderme yapan yazıları kimi sayın okurlarımız yadırgıyor. İktisadın temel ilkelerinin bile yok sayıldığı bir devirde, anayasa maddelerinin lafı mı edilir AYM kararlarına, temel hukuk ilkelerine gönderme yaparak bakanları geçtik, danışmanları, yanaşmanları kendimize güldürmenin hiç âlemi yok!)

Anayasa Mahkemesi yeni başkanının bu ay içinde seçilmesinin de bir hikmeti olacaktır. Dileyelim, yüce mahkemenin vereceği kararlara kulak asmayanlar çarpılacaktır inşallah...

En başta dedik ya, "Bu seçim, dua edenlerle beddua edenlerin seçimi" olacaktır diye...

Madem yüce Yargıtay beddua etmeyi hakaret saymıyor ama yine de ihtiyatlı olmak ve Diyanet'e kulak vermek şart: Dua İslamın emridir. Beddua da zulmedene ediliyorsa meşrudur. (Nisa, 4148)

"Bir Eski Cumhuriyet İçin" adlı, Ümit Aslanbay'la yaptığı nehir söyleşide Ali Sirmen dua ve bedduadan söz etmiyor. Bunu arşivdeki yazılarına bırakmış belli ki:

"O zamanlar ilah kadar güçlüydü. Hışmının hedefi olanlar kaçacak delik ararlardı.

Kimileri beddua eder dururlardı, başka ne yapabilirlerdi ki...

İçlerinden biri, koğuşu arşınlarken hep onun sağlığına dua ederdi:

- Allah ona çok uzun ömürler verir inşallah!

O sırada sağlığına duacı olan, sokaklara, caddelere, okullara adını veren çoktu da hapishanede bu temennilerde bulunan pek yoktu. Bu yüzden arkadaşları, sağlığına dua eden arkadaşlarını pek yadırgarlardı.

O arkadaş dualarının hikmetinin anlaşılması için çok beklemedi. (...)

Önceki gün Evren'in sağlığına duacı arkadaş keyifle söyleniyordu: