Süpermarket ve din

B.

Kelime hazinesi zaten hanidir müflis bir lisanımız vardı; dil melodisini ve ahengini de kaybetti. Amerikanca gibi bir vurgu bir melodi gençlerin dilinde, mutfak robotu gibi bir ritim ile konuşup durup konuşup duruyorlar. Mesele değil demeyiniz. Evet dil bir vasıtadır, esas değildir, bu malumumuz; lakin esas dediğiniz o şey her neyse ona ulaşabilme yolunda yegane vasıtanızdır dil. Bu durumdan hareketle bir alamet, bir harice vurum tespit edilebilir. Şirpençe gibi bir şeydir anlayacağınız.

Ben izlemedim, fakat bir ahbabım şarkıcı Teoman'la yapılan bir mülakatı izlemiş bana aktardı. O gencecik adamın metruk virane gibi duruşu meğer Rock yıldızı olma hevesiyle üstüne giydiği bir libasmış. Öyle demiş hazret. İlgimi çekti biraz daha anlatmasını rica ettim. Neticede televizyonum yok, bu tarz programları izleyemiyorum, açıkçası internette arayıp bulup seyretmeye de hevesim yok. İyi bir özetçidir dostum. Anladığım şu: Rock yıldızı olmanın önemli bir parçası imajdır ve bu imaj, dağıtmış, Kurt Cobain'in hayrulhalefi gibi görünmeyi ihtiva edermiş. Her neyse. Sizin anlayacağınız bir libas bu. Tercihle giyiyorsunuz üstünüze. Normal şartlar altında garibime giderdi, anlamakta güçlük çekerdim bir insanın aslında hakiki hüviyetine hiç de münasip düşmeyen bir sosyal libas giymesini; sonra bir baktım herkes aslında kendi bedenine münasip düşmeyen libaslarla geziyor. Ekseriyetle sakil duruyor elbette bu libas. Omuz bel kalça ölçülerini uygun kesilip biçilmediyse bir elbise, adamın üstünde eğreti durur. Şimdi bakıyorum, Hollywood platosu gibi bir cemiyet dört tarafımız. Teoman libasını çıkarmaya karar vermiş, pek de iyi etmiş; bu platodan çıkmaya karar vermiş. Tebrik ederim Teoman'ı. Lakin etrafımızın acayip libaslar giymiş türedilerle dolu olduğunu düşündükçe bu tebrikten bir infirah çıkmıyor bendenize. Örneğin beyaz yakalı libası diye bir elbise var, giymek zorunda hissettikleri o mesleğe intisap edenlerin. Boş, kof, önü arkası olmayan köksüz davranışlar silsilesi... Bu ve benzeri pek çok libastan bahsedebiliriz. Adeta bir senaristin ellerine tutuşturduğu bir senaryoyu oynar gibi davranan insanlar güruhu karşımızda. Analizi uzun sürecek ve bir gazete köşesinde çözülemeyecek kadar girift bir problem karşı karşıya olduğumuz. Sınıf atlama çabası içinde debelenen bir toplum, olduğu kimseden ve geldiği yerden utanan insanların kendisine sürekli yeni roller aradığı bir piyes.