Meksika'dayız...

Neredeyse bir güne varan oldukça uzun bir yolculuğun ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'la birlikte Meksika'nın başkenti Mexico City'deyiz.

Türkiye'de "Ne işiniz var orada" diyenler olabilir. Zaman zaman, çoğunlukla da sistemli olarak tekrarlandığı için alışığız biz buna. Meksika'da rutin bir toplantı ve dünyaya verilecek çok mesaj var. Biz de bunu takip etmek için buradayız.

MIKTA, Türkiye'nin de içinde yer aldığı uluslararası bir oluşum. Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya'dan oluşuyor. Üyeleri, G-20 ülkeleri içinde yer alan ve bölgelerinde oldukça etkili olan aktörler. 25 Eylül 2013'te kuruldu. Mutat olarak Dışişleri Bakanları düzeyinde yılda üç defa toplanıyor.

Tabii bir de konunun parlamentolar boyutu var. Bu ülkelerin parlamentolarının başkanları da bir araya geliyorlar. Geçen yılki toplantı, Endonezya'nın Başkenti Cakarta'da yapılmıştı. Ana başlıklar, konular belirlenip tartışılıyor. Ardından da dünyaya mesajlar veriliyor.

Bu yılki toplantı, Meksika Temsilciler Meclisi Başkanı Marcela Guerra Castillo'nun ev sahipliğinde gerçekleşiyor. Teması da şu:

"Daha barışçıl, eşit ve adil bir dünya inşa etmek için parlamentoların ortak faaliyetleri."

Tam da içinde bulunduğumuz tabloya uygun bir başlık! Bugün Gazze'de insanlık ayaklar altında, masumlar katlediliyor. İsrail'in en büyük destekçisi de ABD. Batı'nın büyük bölümü sessiz, vicdan sahipleri çaresiz! Barışı sağlaması gereken kurumlar yetersiz! Adalet dağıtması için oluşturulan uluslararası kuruluşlar adaletsiz!

Sürdürülemez, devam etmesi mümkün olmayan iç acıtıcı bir tablo ile karşı karşıyayız.

O yüzden Mexico City'deki parlamentolar toplantısında şu sorulara cevap aranacak:

-Diyalog yolu ile küresel barışın geliştirilmesine parlamentolar nasıl etki edebilir

-Sürdürülebilir kalkınma ve ortak refah aracı olarak ticaretin rolü nedir

-Uluslararası göç akımlarındaki artış göze alındığında, insan hakları nasıl güvence altına alınır