Istakoz

AKP milletvekili Şebnem Bursalı'nın ıstakoz paylaşımı çok konuşuldu, olay haber bültenlerinde yer aldı, sosyal medyada hakkında espriler yapıldı. Herkes diyeceğini söylediyse ben de görüşlerimi paylaşayım...

Bu olay neden bu kadar çok konuşuldu Çünkü halkın geniş bir kesiminin açlıkla sınandığı, emeklilerin ayda 10 bin lirayla yaşamaya mahkûm edildiği, insanların pazarlarda yere düşen sebzeleri toplar hale geldiği bir ülkede, halkın temsilcisi olarak TBMM'ye giren bir vekilin lüks bir mekândaki tüketimi paylaşması, kuşkusuz sınıfsaldır ve haklı olarak tepki çeker.

Bir iktidar partisi milletvekilinin ülkesinin koşullarından böylesine kopuk olması, üzerinde konuşulması gereken bir konudur. Her şeyden önce, sosyal medyada yemek paylaşımı yapmak (yiyecek içecek sektörüne ait işletmeler ya da mutfak şeflerinin hesapları hariç), benim düşünceme göre görgüsüzlüktür. Bursalı'nın yaşanan skandal üzerine TBMM'de diğer AKP'liler tarafından kutlanması ise tam olarak pişkinliktir, siyaseten çökmüşlüğün simgesidir.

Kamuoyunda dile getirilen görüşlerle bu noktalarda hemfikirim. Ancak ben olayın kimsenin gündeme getirmediği bir yönüne dikkat çekmek istiyorum.

VAHŞETİN FİYATI KAÇ PARA

Bir "yemek" olarak sunulan ıstakoz, masalardaki tabaklara koyulmadan önce hangi aşamalardan geçer

Yakalanarak canlıyken bir süre esir edildiği soğuk sudan alınıp doğrudan kaynayan suya atılarak haşlanır. Çünkü suya atmadan önce öldürülürse, zararlı bir madde salgılayarak zehirlenmeye yol açabilir. Normal olarak ses çıkaramayan ıstakozların merkezi sinir sistemleri olduğundan acıyı ve dehşeti insan gibi hissederler ve haşlanırken canları öyle yanar ki kıskaçlarını birbirine şiddetle vururlar. Bunu yapamasınlar diye kıskaçları bağlanır.

Tabaklara "yemek" olarak koyulan ıstakozlar, insanın en acımasız yaratık olduğuna ilişkin düşünceye iyi bir dayanak oluşturur. Hal böyleyken ıstakozun yalnızca fiyatının konuşulması, bu utandırıcı olayın yalnızca ekonomik değeri yüzünden tepki çekmesi, tam bir trajedidir.

İNSAN TÜRÜNÜN GERİ KALAN ETİK DEĞERLERİ

Şimdi bazıları, "Istakozu savunmak da Zülâl'e kalmış" diyecek ya da sosyal medyadaki yaygın kullanımla "Yine vegan duyarı kasmış" diyerek alay edecek. Ama düşünmeyecekler ki