Ben yas tutmadım!

1988'de İmam Humeyni tarafından siyasi mahkûmların infazını denetleyen bir komitenin parçası olan,

20'li yaşlarından itibaren İran yargısında üyesi olduğu dört kişilik "ölüm komitesi"ndeki görevlerinden dolayı binlerce muhalifin, komünistin idamına hükmeden,

Bu nedenle "Tahran Kasabı" ve "İdam Lordu" diye anılan,

Gücünü kanıtlamak için İran "ahlak polisi"ni devreye sokan,

22 yaşındaki Mahsa Amini'yi kıyafeti nedeniyle, saçı gözüktü diye dövülüp öldürülmesine yol açan,

Ardından bu vahşete karşı düzenlenen protestolarda beş yüzden fazla insanı öldürten, çok sayıda protestocuyu tutuklatan ve bazılarını da idam ettiren İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi için yas tutmadım.

MAHSA AMİNİ VE ŞERİATA DİRENENLERE SELAM OLSUN

Türkiye'nin hiçbir yasında yas tutmayan,

Türkiye'ye gerçekleştirdiği resmi ziyarette, laikliğin simgesi olarak görüldüğü için Anıtkabir'e gitmeyen,

İran'da laik devlet yapısını yıkan "İslam Devrimi" geleneğinin temsilcisi,

İran'ın faşist molla rejiminin başı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında ölmesinden dolayı yas tutmadım!

Ben onun temsil ettiği gericiliğe karşı başörtülerini çıkarıp yakan, saçlarını keserek şeriata direnen kadınların yanındayım.

Amini, hastaneye kaldırıldığında İran'da yapılan protestoları gösteren videolar yayılmıştı. Sokaklarda halkın "Diktatöre ölüm!" sloganları yankılanırken bir grup kadın başörtülerini çıkararak "IŞİD'li şerefsizler!" diye bağırıyordu.

Ahlak polisi, protestoya katılan kadınları çığlık çığlığa, tartaklayarak gözaltına alırken çevredekiler sadece izliyordu. O görüntüleri hiç unutmadım.

İbrahim Reisi, kadınların kamusal alanda ve internetteki görüntülerinde kıyafetlerinin İslami kurallara uygun olması için daha katı cezalar getiren yasayı imzalayan kişiydi. Göreve geldikten hemen sonra, "ahlak polisi" olarak bilinen din polisini canlandırdı.