Uğur Mumcu'yu yok edemediniz!

29 yıl önce bir 24 Ocak günü arabasına bomba yerleştirdiniz. Kalbini durdurdunuz, bedenini kalleşçe parçaladınız ama onu asla yok edemediniz. Çünkü o bir Atatürkçü.Cumhuriyetçi, Laik, Antiemperyalist, Tam bağımsız Türkiye'den yana,İnsan hakları savunucusu,Terörün karşısında,Yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanı!Dikkat edin; geçmiş zaman kullanmıyorum. Çünkü o aydınlanmacı yazar ve cesur gazeteci, fikirleriyle bugün de yaşıyor; yolumuzu aydınlatıyor. Uğur Mumcu, benim ve benim gibi pek çok gazetecinin kahramanı. Cesareti, bilgisi ve nezaketiyle kendimize örnek aldığımız meslek büyüğümüz.Sandılar ki onu fiziken ortadan kaldırırlarsa etkisi azalır. Oysa daha çok arttı!Bugün beni bir TV kanalında Hasan Mezarcı'nın karşısına çıkarsalar, Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu'nun, 1992 yılında Refah Partisi İstanbul Milletvekili olan Mezarcı'ya HBB televizyon kanalında söylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlarım.30 yıl önce Erhan Akyıldız'ın sunduğu Yüksek Tansiyon programında, günümüzde de aynen geçerli olan şu sözleri söylüyor Mumcu:"Mustafa Kemal'i laikliğe yönelten ana neden, Kurtuluş Savaşı sırasında dinin nasıl İngilizlerin, İngiliz işgal kuvvetlerinin elinde kullanıldığını görmekten kaynaklanır. Örneğin 1. Dünya Savaşı'nın sonunda Hazreti Muhammed'in torunu olduğunu ileri süren Mekke Şerifi Hüseyin, ki gayet iyi bilirler, İngiliz entelijans servisinin ajanıydı. Altınlar alırdı, oradan yönetilirdi. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, bu savaşlarda dinin nasıl emperyalist güçler tarafından kullanıldığını gördü ve o nedenle din duyguları ve dince kutsal kavramlar üzerindeki siyasal ve ticari amaçları ortadan kaldırmak istediler. Gerçekte vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydana gelir. Çünkü antilaik toplumda dince kutsal kavramlar, tıpkı Sayın Mezarcı'nın yaptığı gibi siyasal amaçlarla her gün sömürülür ya da burada tek kelimeyle karşı çıkamadıkları Arap sermayesi, Arap kapitülasyonları tarafından Türkiye'de kurdukları bankalar ve banka sistemleri aracılığıyla mali çıkarları sürdürülür. Bu bir Arap kapitülasyonudur. Bu bir sömürüdür. Mustafa Kemal de, işte dinin gerçek yerine oturtulması, Allah ile kul arasında bir kutsal duygu olarak korunması, İngiliz emperyalizminin ve Arap kapitülasyonunun aracı olmaması ve Mezarcı gibilerinin siyasi