Suriye'de şeriatın sesleri!

Esad rejiminin emperyalizmin operasyonuyla silahlı cihatçı grup HTŞ tarafından devrilmesinden sonra Ortadoğu'da harita yeniden şekilleniyor. Cihatçıların kontrolündeki bölgenin yanında doğuda YPG'nin kontrolündeki bölge ortaya çıktı. Böylece radikal islamcılar, ilk kez israil, Türkiye ve Irak sınırlarını kapsayan bir alana sahip oldu.

Suriye'nin bölünmüş haritası, 28 Eylül 2013'te The New York Times'ta çıkan "Yeniden şekillendirilmiş bir Ortadoğu hayal etmek" adlı makale ile birlikte yayımlanmış; doğuda ABD destekli YPG kontrolündeki bölge de Kürdistan olarak adlandırılmıştı.

Açık bir şekilde görülüyor ki emperyalizmin "böl ve yönet" temelinde ilerleyen Büyük Ortadoğu Projesi, büyük bir aşama kat etti. Yıllar önce kendisinin BOP'un eşbaşkanı olduğunu ilan eden AKP'li cumhurbaşkanının bu operasyonda izlediği politika da bu açıdan bakıldığında net olarak ortaya çıkıyor. Artık Türkiye'nin güneyinde kafa kesen cihatçı, şeriatçı ve etnikçi devletçiklerle komşuyuz, mezhepçi bir bölünme ile karşı karşıyayız.

EMPERYALİZMİN ANLAŞTIĞI SİLAHLI RADİKAL İSLAMCILAR

ABD ve Avrupa odaklı Batı medyası ile bizdeki Batı güdümlü medya, Suriye'de yaşananları bayram havasında duyururken geçiş hükümeti başbakanının İdlib'i yöneten Muhammet el-Beşir olduğu açıklandı. Halep Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Haberleşme Bölümü'nde okuyan El-Beşir, ayrıca İdlib Üniversitesi Şeriat ve Hukuk Fakültesi'ni de bitirmiş.

Suriye'nin yeni Adalet Bakanı olan Şadi el Veysi ise şeriat hükümlerini uygulayacaklarını açıkladı. HTŞ'nin El Kaide ve El Nusra'dan türediğini hatırlarsak bu beklenen bir durum. 11 yıl önce, 2013'te Suriye'nin kuzey bölgelerinde etkinliğini artıran El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi de "şeriat mahkemeleri" kurmuştu.

Demek ki emperyalizm, Afganistan'da nasıl Taliban'la anlaşma yaptıysa, Suriye'de de bu radikal dinci gruplarla anlaştı.

LAİKLİK İÇİN AFLARI SIKILAŞTIRIN!

Taliban, Afganistan'da 15 Ağustos 2021'de iktidarı eline geçirdiğinde, en çok kaygı uyandıran konu, kadın haklarında atabilecekleri geri adımlardı. Taliban, o günlerde "şeriat kuralları temelindeki kadın haklarına bağlı olduklarını" açıklarken bugün 3.5 yıl sonra eğitim ve çalışma hakları ellerinden alınıp sistematik olarak toplumsal hayattan dışlanan Afgan kadınlar, hayatta olsalar da artık yaşamadıklarını söylüyor.