Başlıktaki soruyu sormak zorunda kalmamın sayısız nedeni var. Gün geçmiyor ki bir siyasetçi anayasanın bir maddesini çiğnemesin ya da çarpıtmasın. Bu durum, özellikle AKP döneminde adeta bir alışkanlık halini aldı. ünkü bakıyorlar ki anayasayı çiğneseniz de iktidar açısından sorun yaratmıyorsa, hiçbir yaptırımı olmuyor ve böylece devam ediyorlar anayasayı hançerlemeye!
Bu haftaki grup toplantısında Bahçeli de aldı hançeri eline, "İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz Hepimizin Allah'ı bir, peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi Hem Aleviyiz hem Sünni. Hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz!" diyerek sapladı laikliğe!
Yanlış anlaşılmasın; Alevilere karşı engellemeler ve ayrımcılık mutlaka ortadan kaldırılmalı. Bu yazının amacı, kesinlikle onu tartışma konusu yapmak değil. Amacım, anayasanın ikinci maddesinde yazan laik devlet ilkesinin anlamını siyasetçilere bir kez daha hatırlatmak.
Bunu yapmaktan bıkmadın mı diye soranlar oluyor. Hayır, bıkmadım ve bıkma hakkım olduğunu da düşünmüyorum. Laiklik ilkesini her kim çiğnerse çiğnesin, yine ve yeniden doğruları hatırlatıp uyaracağım. Bu konuda mücadele eden bir gazeteci olarak görevim de bu. "Zaten sürekli ayaklar altına alınıyor, laiklik mi kaldı" diyerek susmayacağım!
LAİKLİĞİ ARPITANLARA YENİDEN HATIRLATMA!Bakın Devlet Bahçeli, anlamanızı kolaylaştırmak için en yalın haliyle bir daha açıklayayayım:
Laik bir devlette kimse belli bir dine inanmak zorunda değildir. İsteyen istediği dine inanır ve onun gereklerini yapar ama farklı bir dine inanmak isteyenler ya da inançsızlar da olabilir. Ancak laik devlet, her inanç sahibine ve inançsızlara aynı uzaklıkta kalmak zorundadır.
Zaten aynı nedenle de Sünni inancına tanınan hakların Alevilere de tanınması gerekir.
Sonuç olarak siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin sizin kurduğunuz cümleleri kurarak siyaset yapması, doğrudan laik devlet ilkesine aykırıdır. İnancınızı kuşkusuz özel hayatınızda istediğiniz şekilde yaşayabilirsiniz ama siyaset kürsüsünden ya da kamu görevinizle halka hitap ederken "Müslüman Türk milletiyiz" derseniz, farklı inancı olanları ve inançsızları millet tanımının dışında tutmuş olursunuz.
Bu ülkede yaşayan yurttaşlarımız arasında Müslüman olanlar gibi olmayanlar da var. oğunluğun kendisini belli bir dine ait olarak görmesi, herkesin inancının aynı olduğu anlamına gelmez. Tek bir yurttaş bile farklı inanca sahipse ya da inançsızsa, o da diğer yurttaşlarla aynı haklara sahiptir ve Türk milleti içindedir.