Sahte değişim

CHP'de değişimin, İmamoğlu'nun seçimin ertesi günü yaptığı konuşmayla gündeme geldiği söyleniyor. Farz edelim ki İmamoğlu o konuşmayı yapmadı, seçmenin verdiği mesaj görmezden mi gelinecekti Kılıçdaroğlu'nun Sözcü TV'de söylediği gibi, "Yüzde 48 başarıdır" yaklaşımıyla, ülkenin beş yıl daha AKP ve Erdoğan'a teslim edildiği gerçeğinin üzeri mi örtülecekti Değişim talebi, er ya da geç gündeme gelecekti. Tartışmanın erken başlaması, Mart 2024'te yerel seçimlerin yapılacağını düşünürseniz, iyi olmuştur ama kurultayın sonbahara bırakılması yanlıştır. CHP kurultayında genel merkezin etkisi ne kadar sınırlanabilir bilmiyorum ama gerçek bir değişimin yaşanması, şu andaki koşullarda kolay görünmüyor. Değişimin sadece genel başkanın değişmesiyle mümkün olacağını sanmak aldatıcıdır. Çünkü CHP, Cumhuriyeti kuran ve devrimleri yapan partiyken, kendi ilkelerini terk etmiş, sağa savrularak çok ciddi bir eksen kayması yaşamıştır. Seçim sonucunda ortaya çıkan tabloda elbette ilk sorumlu, altılı masayı oluşturan, 39 siyasal İslamcıyı CHP listelerinden milletvekili seçtirerek TBMM'de 2. cumhuriyetçi bir tasarım yapılmasına yol açan Kılıçdaroğlu'dur. Seçimden sonra yazdığım ilk yazıda belirttiğim gibi, sorumluluğu üstlenip geri çekilmelidir. "Ben aday olmam, üyeler karar verir" demek, adaylığa göz kırpmaktır. İMAMOĞLU, GENÇLİĞİ DIŞINDA NE VAAT EDİYOR İmamoğlu ise Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olması için adı uzun süre konuşulan bir siyasetçi. Kendisi de son ana kadar bu konuda zemin yoklamış, istekli olduğunu belli etmiştir. Şimdi de CHP Genel Başkanlığı için sinyal veriyor. Siyasi yasak getirilmesi riski de olduğundan belki de genel başkan seçilirse yasağın daha zorlaşacağını düşünüyor olabilir. Ancak kendisine sorulması gereken sorular var. "Gençliğimiz var" diyerek çıktığı yolda, ideolojik farkı nedir Seçim sürecinde Turgut Özal Müzesi açıp ilk gençliğinde siyasete Özal ile ilgi duyduğunu anlatmış, canlı yayında Özal'a övgüler düzmüştü. "Çankaya'nın şişmanı, işçi düşmanı" denilen bir siyasetçiden feyzalan İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı olduğu sırada makamına imam getirip toplu duayla görevine başlamış, eleştirenlere de "Burası benim özel alanım" diyerek yanıt verirken laiklik ilkesini çiğnemişti. Belediye başkanlığı seçiminden önce katıldığı bir canlı yayında "belediyeye ait hiçbir tesiste alkol servisi olmayacağını", "kadın ve erkek havuzlarının ortak olmayacağını" söylemişti. "Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de Güneydoğu'daki gaziler için maarif takvimine soyunsun" diye tweet atan Nagehan Alçı'yı otobüsüne alması ve sonradan özür dilese de bunu eleştirenlere "Vız gelir tırıs gider" diye yanıt vermesi gibi