Milli Eğitim ideolojik kuşatma altında!
Edep nedir diye sorsam, herkes "terbiye, kültür" anlamına gelen Arapça kökenli bir sözcük der. Bu sözcüğü, kurdukları oluşumun adının kısaltması olarak seçen EDEP (Eğitime Destek Programları Merkezi) adlı bir merkez var.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemde öncülük ederek kurduğu TÜRGEV'in (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) bünyesinde 2014'te faaliyete başlayan merkez, birçok il ve ilçede şube de açtı. Bununla da kalmadı, gerici ve dinci, cemaatçi birçok vakıf ve dernekle işbirliği halinde Eğitime Destek Platformu adı altında etkinlikler yapıyor.
Örneğin Kâğıthane'de, Kâğıthane Belediyesi, TC Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), TC Gençlik ve Spor Bakanlığı, ilçe milli eğitim müdürlüğü, ilçe gençlik spor müdürlüğü ile birlikte Kâğıthane Yaz Okulu başlatılıyor. Başvuru duyurularının afişinde biri türbanlı iki kız, biri erkek üç çocuk var.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik olarak 19 mahalle ve 21 okulda düzenlenen, "Bir Yaz Bin Gelecek" sloganıyla duyurdukları proje kapsamındaki dersler arasında spor etkinlikleri ve akıl-zekâ oyunları ile birlikte, "Kuranıkerim eğitimi, Canım Peygamberim, Ahlak Eğitimi" başlıkları da var.
ACABA KİMLER EĞİTMEN OLACAKProjeye katkıda bulunan vakıf ve derneklerin adına bakınca durum anlaşılıyor. Ensar Vakfı, Lider İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği, TÜGVA, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Eğitim Bir-Sen, İHH, Cihannüma Derneği, Hayrat Vakfı...
Laiklik karşıtı bu oluşumların her biri tarikatlar ve cemaatlerle ilişkili. Milli Eğitim Bakanlığı, kendisinin varlık nedeni olan devlet okullarında çocuklara eğitim verme görevini Diyanet ile bu gerici vakıf ve derneklere bırakırken hem 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'na ve 3 Mart 1924 tarihli Öğretim Birliği Yasası'na (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) hem de anayasaya aykırı davranıyor.
MÜFREDATI KİM BELİRLİYORMEB'in yalnızca mekân desteği sağladığı bu yaz okullarında okutulacak müfredat nasıl belirleniyor
Milli Eğitim Bakanlığı'nın adı cemaat yurtlarında çocuklara tecavüzle anılan gerici kurumları, laiklik karşıtı gerici oluşumları kamu okullarındaki müfredata ve öğretmen kadrosuna sokması, yalnızca eğitim alanında değil, anayasal düzen açısından da ciddi bir tehdittir.