Mesele 1923 Cumhuriyeti'nin tasfiyesi!

AKP-MHP koalisyonunun CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na karşı yürüttüğü operasyon, 11 Kasım'da mahkemeye sunulan 3739 sayfalık İBB iddianamesi ile yeni bir evreye girdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği bir yazıyla, "CHP hakkında anayasanın 68. ve 60. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası" talebinde bulunması da gösteriyor ki burada hedef yalnızca İmamoğlu değil, onunla birlikte CHP'nin de tasfiyesidir.

Ama iktidarın hedefi bununla da sınırlı değildir. Emperyalizmin desteği ile kurulan ve 47 yıl boyunca ülkeyi kana bulayan silahlı terör örgütü PKK'nin elebaşı Öcalan ile yine emperyalizmin isteği doğrultusunda pazarlık sürdürülürken, 1923 Cumhuriyeti Devrimi'nin lideri Atatürk'ün kurduğu CHP'nin de siyaset alanından çıkarılmasıyla, aslında 1923 Cumhuriyeti'nin tasfiyesi planlanıyor.

Sakın bazıları gibi Erdoğan'ın son günlerde sosyal medyada yayılan kalpaklı fotoğrafına, Selanik'teki Atatürk Evi'nin elden geçirilerek 10 Kasım'da yeniden açılmasına ya da cumhuriyet düşmanı AKP'li trol Furkan Bölükbaşı'nın tutuklanmasına aldanmayın. Bunların hepsi, toplumsal gerilim arttığında AKP'nin toplumdan gaz almaya yönelik ufak müdahaleleri!

CHP'NİN STRATEJİSİ

Ana muhalefet partisi, belediye başkanlarını soruşturmalarla tehdit eden ve buna boyun eğenleri de Cumhur İttifakı'na transfer eden iktidara karşı 19 Mart'tan beri sürdürdüğü eylemlerle direnmeye çalışıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, her çarşamba İstanbul'un bir ilçesinde, her hafta sonu da farklı bir ilin meydanında halka sesleniyor; bu mitingler yalnızca Sözcü TV ve Halk TV'de yayımlanıyor, muhalif/bağımsız basında haber oluyor.

Ana muhalefet liderinin olanları halka doğrudan anlatması önemli kuşkusuz fakat artık hemen hemen birbirinin aynısı olan bu eylemler tek başına yeterli olmuyor; farklı bir yol bulunmalı.

Örneğin AKP'nin demokrasi ile hiçbir ilgisi yok, bu sultanizm diyorsanız, TBMM'deki Öcalan açılımı komisyonuna destek vererek iktidara meşruluk kazandırmaya niye devam ediyorsunuz

Bu durumda ilk yapmanız gereken, Türkiye'nin kuruluş ilkelerine darbe üstüne darbe indirilen açılım masasından kalkmaktır. "Aman bizi suçlarlar, demokrasi istemiyor derler" diyen bir ürkeklikle muhalefet yapılamaz. Liderlik böyle anlarda ortaya çıkar. Ama belli ki CHP içinde o masada olmanın gerçekten demokrasi ile ilgisi olduğunu düşünenler çoğunlukta. Hâlâ AKP ile ve emperyalizmin çıkarları doğrultusunda bu ülkeye demokrasi gelebileceğinin sanılması müthiş doğrusu!

BU YIKIMDA FİGÜRAN OLMAMALI