Laik bir devletin işleyişi şeriata dayanamaz!

Yarın laikliğin Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasasına girişinin 87. yıldönümü. Laiklik, 1924 Anayasası'na 5 Şubat 1937'de yapılan değişiklikle; 2. maddeye devletin niteliklerinden biri olarak girdi. Bu anayasanın 4. maddesinde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri arasında.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olsa ne AKP'li cumhurbaşkanı "Şeriata düşmanlık dinin bizatihi kendisine husumettir. Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir" diye konuşabilir ne de bu ülkenin adliyesinde şeriat çığlıkları atılabilirdi.

Erdoğan'ın Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Töreni'ndeki konuşması, yürürlükteki anayasaya aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti, din birliği üzerine kurulmuş değildir. Anayasanın 66. maddesinde vatandaşlık tanımı "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" şeklindedir. Burada vurgu, yurttaşlık bağıdır.

YURTTAŞLIĞI 'YAPAY DİN' OLARAK GÖSTERMEK...

Erdoğan'ın yurttaşlık kavramına yaklaşımını da hatırlamak gerekir. 2014'te 5. Din Şûrası'nda ne demişti

"Batı'da Hıristiyanlıktan oluşan boşluğa örneğin yurttaşlık dini ikame edilirken Türkiye gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde de benzer bazı denemelere girişildi. Bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler inşa ederek İslamın karşısına kendi yapay dinlerini koymanın çabası içinde. Din ve devlet işleri ayrı olsun diye kendi yapay dinlerini devlete egemen kılmanın mücadelesini verdiklerinin bilincinde değiller."

Yani anayasal bir kavram olan yurttaşlığın din ile yer değiştirmek için yaratıldığını söylüyor. Din ve devlet işlerinin ayrılmasını (yani laikliği) hak dininin yerine yapay bir din geçirme çabası olarak tanımlıyor.

"Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir" derseniz, bu yanlış düşüncenizi topluma dayatmakla kalmaz, laiklik ilkesini çiğneyerek vatandaşlar arasında ayrışmaya yol açarsınız. Tarihi doğru incelerseniz Türklerin Müslümanlıktan önce birçok başka inanca sahip olduğunu da görürsünüz.

Ayrıca bugün Türkiye'de Müslümanlık dışında başka dine inanan vatandaşlar olduğu gibi, inançlı olmayan vatandaşlar da var. Laiklik tam da bunun için var: Hem herkesin kendi inancını özgürce yaşaması hem de farklı inancı olanları ya da inançsızları toplumdaki egemen dinin baskısından korumak için var!

LAİK HUKUK, İNSAN AKLININ YAPTIĞI YASALARA DAYANIR

Laik bir ülkede, bireyler elbette inançlarını yaşayabilir ancak devlet vatandaşlar arasında dine dayalı bir ayrım yapamaz. Türkiye'nin üzerine oturduğu temelin sacayaklarından biridir bu.