Komprador iktidarına karşı gün grev günüdür!

Bilen bilir ama bilmeyenler için önce başlıktaki komprador kelimesinin anlamını yazalım. Ali Püsküllüoğlu'nun hazırladığı 1994 baskısı Arkadaş Türkçe Sözlük'te "kendi çıkarları için, ülkesine yabancı anaparayı yerleştiren ya da yabancı anaparanın yerleşmesine yardımcı olan kimse, işbirlikçi" yazıyor.

Bu açıklama bugünkü iktidarı tam olarak niteliyor. AKP denen KARŞIDEVRİM TARİKATI, son 22 yılda yabancı sermayenin Türkiye lobisi ve doğrudan yerli sermayenin de temsilcisi işlevini gören hükümetlerle Cumhuriyetin yarattığı kamu birikimini tümüyle yok etti.

Yapılan özelleştirmeler ve göstermelik ihalelerle yerli ve yabancı sermayeye milyarlarca dolarlık kâr transferi yapıldı, halkın parası peşkeş çekildi. Sermayeyi memnun ederek ayakta kalan AKP, aynı anda da işçi sınıfını tam olarak bir silindir gibi ezdi!

YALAN DOLAN VE TALAN

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın üç gün önce akşam saatlerinde topladığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda açıklanan 22 bin 104 TL'lik ücret, yıllardır süren bu ahlaksız operasyonun bir sonucudur.

Yıllık enflasyonun devlet kurumu TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 47 olduğu, bağımsız araştırmacıların kurduğu ENAG'ın ise yıllık enflasyon için yüzde 86.76 rakamını verdiği; aralık ayında kira artış oranların yüzde 60.45'i bulduğu, Merkez Bankası politika faizinin yüzde 50'de tutulduğu bir ekonomide, asgari ücrete yüzde 30 zam yapılması, emekçilerle alay etmektir!

İşçi kesimini temsil edenlerin masayı terk ettiği bir ortamda, "Çalışanları enflasyona ezdirmedik" yalanıyla halkı böylesine arsızca açlığa mahkûm edenler, tek kelimeyle kompradordur.

SÖMÜRÜ DÜZENİNE HAYIR!

Türkiye'de artık ortalama ücret haline gelen 22 bin 104 TL'lik asgari ücretle asgari ölçüde yaşamak bile olanaklı değilse...

Asgari ücret artışının enflasyonu tetiklediği yalanı kitlelere yutturulmak isteniyorsa,

AKP'nin piyasacı ve emek düşmanı politikalarıyla, kamu kaynakları yerli ve yabancı sermayeye transfer edilirken geniş halk kitlelerinin boğazına çökülüyorsa,

Açlıktan karnı sırtına yapışanlara, dini referanslarla "şükret, sabret" deniyorsa,

Ekonomik krizin tüm faturası canı burnundaki işçilere yüklenmeye çalışılıyorsa,