Kararsızlar en yüksek oya erişiyorsa yanlışlar silsilesi sorgulanmalı!
Önce helalleşme, sonra yumuşamanormalleşme ve "makama saygı" derken siyasal İslamcı AKP'ye bulunmaz fırsatlar sunan CHP'ye sonunda Erdoğan'dan hakaret dolu bir karşılık geldi. "Küresel güçlerin soytarısı oldular" dedi; "FETÖ'den PKK'ye kadar farklı örgütlerle alengirli ilişkileri var" iddiasında bulundu.
Sanki "sivil toplum kuruluşu" diyerek laik Cumhuriyet düşmanı "Gülen Cemaati"ni yani FETÖ'yü kendileri devletin içine yerleştirmemişler gibi; 23 Haziran 2019'daki İstanbul yerel seçimlerinden iki gün önce, seçime müdahale etmek için özel izinle İmralı'ya akademisyen gönderip terörist başı Abdullah Öcalan'ın mektubunu kamuoyuna duyurmasına izin vermemişler ve bunu Anadolu Ajansı aracılığıyla yayımlamamışlar gibi; aynı dönemde Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ı TRT Kürdi'ye çıkarıp röportajını yayımlamamışlar gibi; 2009'da Oslo'da PKK ile yapılan görüşmelerle ilgili talimatı kendisinin verdiğini söylememiş gibi konuşuyor Erdoğan.
İşlerine gelince, HTŞ örneğinde olduğu gibi devletin terörist gruplar listesinde yer alanlarla görüşen, aracılar kullanarak teröristlerle ilişki kuran ve onların mesajlarını kamuoyuna ulaştıranların böyle umursamazca konuşabilmesi gerçekten ibretlik!
Konunun bu yönünü belirttikten sonra geleyim diğer yönüne.
Ana muhalefet partisinin helalleşmenormalleşme politikalarının bedeli çok ağır bir biçimde halka ödetildi. Kılıçdaroğlu, izlediği yanlış politikalar sonucunda genel başkanlığı bırakmak zorunda kaldı. Kemalistleri dışlayıp partisini iyice sağa çekerek yaptığı yanlışlar, bugün hâlâ AKP'ye yarıyor. Son olarak CHP'den aday gösterilerek milletvekili seçilen Gelecek Partili Nedim Yamalı AKP'ye katıldı. Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise "ruhen hiçbir zaman AKP'den kopmadığını" söyleyerek oraya dönmenin yolunu yapıyor.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun yerine Ekrem İmamoğlu'nun operasyonuyla geçen Özgür Özel de ilk göreve geldiğinde yazdığım gibi grup başkanvekilliği sırasında Kılıçdaroğlu döneminin yanlışlarına ortaktı, CHP listelerinden milletvekili verme politikasını da desteklemişti. Genel başkan olarak kısa sürede önceki yanlışlara yeni yanlışlar ekledi, CHP Atatürkçü tabanını rahatsız eden söylemlerde ısrar etti. 31 Mart'ta Türkiye genelinde yüzde 37.8 oy alan partisinin oy oranı dokuz ayda geriledi, CHP birinci parti konumunu yitirmeye başladı.