Hatay'da ilerici bir kadın aday

Genel seçim öncesinde olduğu gibi yerel seçim öncesinde de medyada yalnızca bir iki partinin adayları öne çıkıyor. Tarafsızlığını yitiren TRT'de yayınların neredeyse tamamı yalnızca iktidar partisine ayrılmış durumda. Yandaş medya da ondan hallice... Muhalif ya da bağımsız medyanın yayınları ise büyük oranda ana muhalefet partisi ağırlıklı. Arada bir TBMM'deki diğer partilerden adaylara da söz veriliyor ama sınırlı.

Oysa medyanın seçime giren adayların kendilerini tanıtmaları için olanak yaratması, farklı adaylara da söz hakkı tanıması, hem gazetecilik mesleğinin ilkeleri açısından hem de seçmenlerin daha sağlıklı karar verebilmesi açısından büyük önem taşır.

Örneğin Hatay Büyükşehir Belediye başkanlığı için kamuoyunda adları öne çıkan adaylarla birlikte toplam yirmi iki aday olduğunu, Türkiye Komünist Hareketi adına aday gösterilen sağlık emekçisi Nuray Yenil'den öğrendim.

Kendisini İlerici Kadınlar Derneği'nin (İKD) genel sekreteri olarak tanımıştım. Birkaç yıl önce laiklik ve yaşam hakkı mücadelesini konu alan yazılarım nedeniyle gericiler tarafından sistematik bir şekilde hedef gösterildiğimde, meslek birliklerinin hiçbiri ses çıkarmazken, susmayan tek kadın derneği İKD olmuştu. Yenil'in mücadeleci ve dayanışmacı yanını o dönemde de görmüştüm.

BARINMA VE GÖÇ SORUNU

Belediye başkanı adaylığı üzerine konuşurken, Hatay'da halka ulaşabilmek için tek tek kapıları çalıp mahalleleri dolaştığını, halkın sorunlarını dinlediğini, çözüm olarak neleri yapmak istediklerini anlattığını söyledi.

Kendisi de Hataylı olduğu için deprem sonrasında kentteki sorunları yakından izliyor. En önemli sorun olan barınma konusunda kulak verilmesi gereken görüşleri var. Diyor ki: "Hükümet bazı yerleri rezerv alan ilan etti. Aslında mantıken doğru bir şey bu. Oranın yeniden yapılandırılması gerek ve bu iş vatandaşa bırakılırsa düzgün yapılmaz. Çünkü insanların imkânı yok. Sonuçta hükümetin sağlam evler yapıp halka vermesi gerekir. Biz devlet olsak biz de bunu yapardık. Ama sorun şu: Tam olarak ne yaptıklarını bilmiyoruz ve buradan müteahhitlere rant devşirme olasılığı da var. Halk toplu konutların bitirilmesini beklerken TOKİ açık artırma ile ev satışı yapıyor."

Yenil, Hataylı gençler arasında Arap ülkelerine vasıfsız işçi olarak göçün arttığını, oradan Türkiye'ye gelenler nasıl kimsenin yapmak istemediği işlerde ucuz işçi olarak sömürülüyorsa, Türkiye'den gidenlerin de aynı sömürüyü yaşadıklarını anlattı.