Halkın Teşkilatı, Ankara'dan yola çıktı!

7 Ocak'ta Ankara'da önemli bir toplantı vardı. Benim de kurucuları arasında yer aldığım Halkın Teşkilatı, Türkiye çapındaki ilk toplantısını yaptı.

Halkın Teşkilatı derken laikliğin, kamuculuğun, Aydınlanmanın, antiemperyalizmin savunucusu olan Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'ni (THTM) kastediyorum. Bu Meclis'in içinde Türkiye'nin kuruluşunu sağlayan en ilerici devrim olan Cumhuriyeti sahiplenen ve onu daha ileriye taşımak isteyen sosyalistler, komünistler, cumhuriyetçiler, Kemalistler var. Cumhuriyetçi birikimi sosyalist ilkelerle buluşturup Aydınlanmayı Anadolu'nun her köşesine yaymak için tutuşan yurtseverler var!

Ülkemizin dört bir yanındaki seçimlerle belirlenen 232 temsilciden 170'inin bir araya geldiği ilk Türkiye toplantısında heyecan ve kararlılık vardı.

NE İÇİN KARARLIYIZ

Bağımsız ve egemen bir ülke için,

Laikliğin ayağa kaldırılması için,

Devletçi-planlı bir ekonomi için ve

Tüm yurttaşların eşit ve refah içerisinde yaşadığı bir toplumsal düzen için kararlıyız!

KARARLILIĞI ORTAYA KOYAN ÜÇ ÖNERGE

THTM'nin toplantıda kabul ettiği "ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalıdır" başlığını taşıyan birinci önergede, Türkiye'nin Soğuk Savaş yıllarından itibaren emperyalizmin bölgemizde yürüttüğü politikaların örtülü ya da açıktan parçası olduğu vurgulandı. THTM'nin "Türkiye'nin bağımsızlığının önünde engel teşkil eden hiçbir emperyalist vesayet kurumunun varlığının tartışmadan muaf tutulamayacağı" görüşünde olduğu, çünkü bu Meclis'in gündemini sermaye sınıfının hayal ve özlemlerinin değil, halkımızın huzuru ve güvenliğinin belirlediği açıklandı.

Bunun gereği olarak da THTM, "başta İncirlik olmak üzere ülkemizin sınırları içerisinde 16 farklı noktada konuşlanmış ABD üslerinin; ABD'ye ait olup çeşitli bölgelere dağılmış bulunan beş adet füze ve nükleer bomba kontrol merkezinin; ABD'ye ait olup yedi kritik şehirde faaliyet yürüten nükleer silah depolarının; Türkiye'de bulunan 15 NATO radarının varlığına bir an önce son verilmesi ve ülkemizde bulunan tüm ABD ve NATO askeri personelinin sınır dışı edilmesi gerektiğini" karar altına aldı.

Kabul edilen ikinci önerge, "Emeğe Yönelik Vahşi Saldırıya Karşı Direniş ve Örgütlenme Çağrısı"ydı. İktidarın uyguladığı emek karşıtı ekonomik politikaların, ana akım muhalefetin iddia ettiği gibi, hükümetlerin beceriksizliğinden ya da cumhurbaşkanının iş bilmezliğinden değil; sermaye sınıfını destekleyen kâr odaklı politikalardan yani sınıfsal özünden kaynaklandığının altı çizilerek şu karar alındı: