Tarih 26 Eylül 2025. Yer amlıca Camisi. Cuma namazı sonrasında camide elinde mikrofon birisi konuşuyor:
"Rabbim, Allah yolunda bizlere cihadı emrediyor. Şu anda malum, Filistin'de olanları hep birlikte takip ediyoruz. Rabbim Filistin'deki kardeşlerimize imdat eylesin. Bütün bunlara karşı direnenlerin direncini artırsın. Birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Bizlere İslami şuurla şuurlanmayı nasip eylesin. Ve hepsinden öte, âlem-i İslamın intibahına, ittihadına bizleri vesile eylesin. Bu millet ayağa kalktığı anda birçok şey değişecektir. Âlem-i İslamın uyanışından tarihte olduğu gibi, her zaman uyanış, ittifak, bunlara bu millet vesile olmuştur. İnanıyorum yine bu millet buna vesile olacaktır."
Tahmin edilebileceği gibi konuşan kişi AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan! Camide tekbirlerle karşılanmış, camiden çıkarken ayakkabılarını korumalar taşımış. (Konuşmasını videodan dinleyerek aynen yazdım; Türkçe yanlışları kendisine ait. Türkçede "bizler" diye bir adıl yok, "biz" zaten çoğuldur.)
Bu olay medyada yaygın şekilde haberleştirilmedi. Alışıldığı için mi acaba Hatırlarsanız 26 Mayıs 2023'te yani cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turundan iki gün önce de aynı camiye gitmiş ve cemaate fetih çağrısı yapmıştı. O zaman da bu köşede o olayı eleştirmiştim. Şimdi de eleştireceğim.
ANAYASA BİR KEZ DAHA İĞNENDİ!Erdoğan da her yurttaş gibi istediği duayı edebilir ama çok açık ki orada kamu görevlisi olarak, etrafında korumalar dururken cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşuyor, insanlar telefonlarıyla o anları kaydediyor.
Bir cumhurbaşkanı, devletin başı olarak herkesten daha çok anayasaya dikkat etmek zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde devletin laik niteliği açıkça yazar. "Bu hükmün anlamı kaldı mı ki!" diyerek teslim olanlardan biri olmadığımdan her defa bunu hatırlatacağım!
Bir cumhurbaşkanının camide "cihat" çağrısı yapması, laik bir devlette anayasayı çiğnemektir. ünkü bu sözcük, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi'ne göre, "nefisle mücadele, İslamı tebliğ ve düşmanla savaşma anlamına" geliyor. Günümüzde Türkçede ise "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılıyor. Kuşkusuz inançlı bir insan bunları düşünebilir, inancının gereği olarak camiye gidip namaz kılabilir; sorun olan, bir cumhurbaşkanının "milletin cihat için ayağa kalkması gerektiğini" söylemesidir.
Anayasanın 66. maddesinde tanımlanan Türk milletinin içinde farklı dinlere inanan ya da inançsız yurttaşlar da var. oğunluk kendisini Müslüman olarak tanımlayabilir ama bu nedenle farklı inançta olanlar ya da inanmayanlar yok sayılamaz. Laik devlet temel olarak toplumda farklı inancı olanları ve inançsızları, egemen inancın baskısından korumak için ortaya çıkmıştır.