Bu bir suç duyurusudur!

15-16 Şubat 2025 tarihlerinde Diyarbakır'da HÜDA PAR tarafından yapılan "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda anayasal düzene karşı gelindi ve suç işlendi.

"Kürtlerin yoğun ve toplu olarak yaşadığı Kürdistan, ümmet coğrafyasının merkezindedir" cümlesiyle başlayan sonuç bildirgesinde, Cumhuriyet dönemi "yüz yıllık kayıp" olarak değerlendirildi.

Kürt meselesinin çözümü için ulus devletin tasfiyesi istenerek İslamın referans alınması şartı getirildi.

"Darbe anayasasının Kemalist zihniyetin ürünü olduğu" iddiasında bulunuldu.

Anayasanın 66. maddesinde yer alan vatandaşlık tanımının değiştirilmesi, "eşit vatandaşlık" temelinde yeni bir anayasa yapılması ve Kürtçenin ana dil olarak kabul edilmesi talep edildi.

Şeyh Sait meselesi nedeniyle devlet adına özür dilenmesi istendi.

Çalıştayda konuşan Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı ve Doğru haber gazetesi yazarı Mehmet Göktaş, "Bir Şeyh Sait'in bir kendi fotoğrafınızın bir de onu şehit edenlerin fotoğraflarını alıp bakın, kim İngilizlere benziyor. Özür dilemek yetmez, çıkıp 'Biz hainlik yaptık' deyin!" diyerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etti.

Feodal düzenden yana olup emperyalistlerle işbirliği yapan Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları Seyit Rıza, Şeyh Sait ve Said Nursi'nin fotoğraflarının asıldığı etkinliğe katılanlar arasında eski AKP milletvekilleri Mehmet Metiner, Sait Yüce, Abdurrahim Akdağ, Orhan Miroğlu, eski AKP Diyarbakır İl Başkanı Av. Muhammed Akar, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, eski HDP Milletvekili Altan Tan, eski Taraf şimdi Serbestiyet yazarı Yıldıray Oğur da var.

EMPERYALİST İŞBİRLİKÇİLERİ HORTLADI

Bu çalıştay, anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek olan ilk dört maddesine aykırıdır. Yayımlanan sonuç bildirisi, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne temelden karşı olmakla kalmayıp, onun yıkılarak yerine Suriye'dekine benzer şekilde şeriata dayalı KürtArap ve Türk federasyonu kurulmasını öneriyor.

Geçmişte domuz bağcılarıyla ve Hizbullah'la ilişkileri konuşulan bir yapı, şimdi "insani çözüm" diyerek "birlik" söyleminin ardında dinci ve etnikçi bölünmeyi hedefliyor. Bu tam olarak emperyalizmin Türkiye için kurduğu tezgâhtır!

Bu gerçeği söyleyen herkesi "Silahlar mı konuşsun istiyorsun" diyerek tehdit edenler, "barış" kelimesinin ardına gizlenen emperyalist işbirlikçileridir. Amaç gerçekten barışsa, kimseninsilahlarla işi olmaz; şiddeti barış için şantaj amacıyla kullanmaz!