Bir annenin 9 yıldır süren adalet arayışı!

Birkaç ay önce gündeme bomba gibi düşen yenidoğan çetesi haberleriyle tüm toplum sarsılmıştı. Bugünlerde Türkiye'de bambaşka bir gündem var ama bebeğini kaybeden ailelerin adalet arayışı sürüyor. Onlardan biri de 27 yıllık hemşire Arzu Başaran Başkıran. Kendisine dokuz yıldır yaşatılan kâbus, daha önce medyada yer aldı. Fakat olayla ilgili olarak bu yazıda dikkatinizi çekeceğim konuları ilk kez okuyacaksınız.

Başkıran, 2016'da İstanbul Esenler'deki Özel Esencan Hastanesi'nde 33 haftalık prematüre bir bebek dünyaya getirdi. Yenidoğan çetesi iddianamesinde, adı çete yöneticileri arasında geçen Fehmi Alperen'in idare amiri olduğu hastaneydi bu. Doğumundan birkaç saat sonra mosmor olan bebek, 21 gün sonra hayatını kaybetti. Solunum sorunu olan bebeğine geç müdahale edildiği, eksik ilaç verildiği, aç bırakıldığı gerekçesiyle şikâyetçi olan anne, tüm hukuki yollara başvurdu.

Başkıran'ın soruşturma sırasında İstanbul Tabip Odası'nca (İTO) yazılan raporlara dair bazı önemli iddiaları var. 2017'de hekimlere kusur atfedilemeyeceğini belirten adli tıp otopsi raporu çıktıktan sonra, "aslına uygun otopsi yapılmadığı iddiasıyla" suç duyurusunda bulundu. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından iddiaların incelenmesi için görevlendirilen bazı doktorların, 2016'da Sağlık Bakanlığı'na yenidoğan çetesi hakkında suç duyurusunda bulunan sağlık baş denetçisinin raporunda adları geçiyordu.

RDS BULGUSU VARKEN NEDEN YOK YAZILDI

İTO'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında bağımsız bir bilirkişi, 18.1.2018 tarihli raporunda, Özel Esencan Hastanesi ile Başkıran'ın doktorlarının ağır suçlu olduğuna dair görüş belirtti. O raporu yazan neonatoloji uzmanı ile konuştuğumda, olayı net hatırladığını, bebeğin doğumundan itibaren çok kötü izlendiğini ve ciddi hatalar yapıldığını, "bebeğin doğduğu andan itibaren solunum sıkıntısı bulguları göstermesine rağmen yeterli solunum ve oksijen desteği almadığını" bilimsel bilgiler eşliğinde yazdığını söyledi.

Bu rapordan sonra 10 Nisan 2018'de ilgili doktorlardan biri para cezası ile diğeri meslekten men cezası istemi ile İTO Onur Kurulu'na sevk edildi. Kurul bu dosyayı iki sene yedi ay beklettikten sonra, 4 Kasım 2020'de Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda "RDS (yenidoğanlarda solunum sıkıntısı sendromu) bulgularına rastlanmadığı için" ilgili doktorları suçsuz bularak cezasız bıraktı.

Ancak Başkıran'ın itirazı üzerine alınan 25.7.2019 tarihli Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulu kararında, bebeğin ölümünün prematüre doğum sonrası gelişen komplikasyonlar (Tip 1 RDS, Pnömoni, SAK-beyin kanaması) sonucu olduğu açıkça yazıyordu.