Yıl 1934. Tam 91 yıl önce bugün Türkiye'de Cumhuriyet Devrimi'nin en büyük adımlarından biri atıldı; laik Cumhuriyet sayesinde kadınlara ulusal ölçekte seçme ve seçilme hakkı verildi. Kadınlar, 7 Aralık'ta İstanbul'da büyük bir yürüyüş düzenleyerek bu hakkı sahiplendiklerini en güçlü şekilde ortaya koydu.
AKP iktidarının 23 yıldır yönettiği ülkemizde kadın hakları gerici siyasal İslamcı ideolojinin topyekûn saldırısı altında. Ne hazindir ki günümüz Türkiye'sinde kadınlara sokak ortasında tecavüz girişiminde bulunanlar ve şiddet uygulayanlar, kadınları katledenler serbest bırakılırken, kadınlar bir doğum makinesi yerine konulup eve hapsedilmek istenirken, Medeni Yasa'daki hakları hedef alınırken genç Cumhuriyet kadınlara laf atanlar hakkında derhal soruşturma başlatıp 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası almalarını sağlıyor, kadınları sosyal hayatta öne çıkaran yasaları ardı ardına yürürlüğe sokuyordu.
AKP döneminde, ilerlemesi gereken hemen her konuda olduğu gibi kadın haklarında da son hızla gerileyen Türkiye'de yaşanan bir olaydan söz edeceğim. Bu olay, nereden nereye geldiğimizi göstermesi açısından son derece çarpıcı.
GERİCİLİK VE RANTA KURBAN EDİLEN 'ATATÜRK VE KADIN ANITI'41 yıl önce, 1984 yılında, yine bir 5 Aralık günü, heykeltıraş Prof. Dr. Hüseyin Gezer imzalı "Atatürk ve Kadın Anıtı", Kadıköy Söğütlüçeşme'deki istasyonun dinlenme yeri olan TCDD'ye ait alana yerleştirildi. Eşitlik ve özgürlüğü sembolize eden anıt, üzerinde kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanımının 50. yıldönümünü işaret eden 5 Aralık 1984 tarihi yazan bir kaide ile bir Atatürk rölyefi ve başörtüsünü çıkaran bir kadın heykelinden oluşuyordu.
Bu anlamlı anıt, 4 Temmuz 2016'da saldırıya uğradı; başörtüsünü çıkaran kadın heykeli yere yıkılmış olarak bulundu, Atatürk rölyefi de yok olmuştu. Kaide ise 2022'de Söğütlüçeşme istasyonunun altında çevre katliamına yol açarak inşa edilen AVM projesi sırasında kepçelerin altında kaldı.
Heykel, büyük bir rastlantı sonucunda, 2024 yazında bir Kadıköylü tarafından, Kadıköy Belediyesi İçerenköy deprem enkaz eğitimi alanındaki eğitimlere katıldığı sırada, kaidesiz olarak bulundu. Ancak o günden beri yerine tekrar konulmadı.
"Atatürk ve Kadın Anıtı"nın başına gelenlerin, kadın haklarını simgeleyen bir yapıtın parçalanıp ortadan kaldırılmasından öte bir anlamı var; yaşananlar, kadın haklarının kol kola ilerleyen gericilik ile sermaye rantına nasıl kurban edildiğini gösteriyor!

3