1921 Anayasası yine masaya konmak isteniyor

DEM Parti ile CHP arasında yapılan görüşme, bütün medyada yer aldı. Ancak nedense DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın o sırada söyledikleri kamuoyuna tam olarak yansıtılmadı. Birçok haberde aşağıda alıntıladığım ifadelerine yer verilmedi ancak DEM Parti'nin internet sitesinde bulabildim:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Türkler, Kürtler ve diğer halklar büyük emekler verdiler, büyük mücadeleler verdiler ve bir ittifak oluşturdular. Zaten 1920 Meclis'i de bu ittifakı yansıtan bir çeşitlilikteydi, bütün renkleri kapsıyordu. 1921 Anayasası da, aynı zamanda bu tarihsel ittifaka uygun bir önemdeydi. Fakat zaman içerisinde hem o kurucu meclis hem tarihi Kürt-Türk ittifakı hem de 1921 Anayasası'ndaki herkesi kapsayan anlayış inkâr edildi, reddedildi."

Bakırhan, bunları CHP Genel Merkezi'nde dile getirirken, halkı "halklar" olarak ayrıştırırken yanında CHP Genel Başkanı Özgür Özel de vardı. Fakat Özel, bu görüşlere herhangi bir karşılık vermedi. Onun yapmadığını biz yapalım!

Teşkilatı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) savaş ortamında hazırlanmıştır, gerçek bir anayasa değildir; çünkü o metinde temel hak ve özgürlüklere, yargı organlarına, vatandaşlık tanımına ve devlet örgütüne yer verilmemiştir, içinde kadın hakları yoktur, güçler ayrılığı yoktur. 1921 Anayasası'nda cumhuriyet rejimi yoktur; o sırada saltanat ile hilafet varlığını sürdürmektedir ve şeriat kuralları geçerlidir.

Henüz Cumhuriyetin ilan edilmediği geçiş dönemindeki bir metni, sırf eyalet sistemini içerdiği için bugüne uygun görmek, akla zarar bir düşüncedir. Kimsenin ayrımcılığa uğramadan eşit yaşaması için mücadele ettiğinizi söyleyeceksiniz ama saltanatın, hilafetin, şeriatın var olduğu bir dönemdeki anayasayı 103 yıl sonra öveceksiniz! Bu büyük bir çelişkidir.

TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI'NDAN BUGÜNE...

Bunları yazarken aklıma Atatürk'ün Nutuk'taki satırları geldi:

"'Cumhuriyet' kelimesini ağızlarına bile almaktan çekinenlerin, Cumhuriyeti doğduğu gün boğmak isteyenlerin teşkil ettikleri fırkaya 'Cumhuriyet' ve hem de 'Terakkiperver Cumhuriyet' unvanını vermeleri, nasıl ciddiye alınır ve ne dereceye kadar samimi kabul olunabilir"

Bu çok haklı bir sorudur. Türkiye Cumhuriyeti daha henüz bir yıllıkken 17 Kasım 1924'te kurulan ülkenin ilk muhalefet partisiydi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası. Kurtuluş Savaşı'nda Millet Meclisi kuran ve o her şeyi o Meclis ile yapan, saltanatı ve hilafeti kaldırıp egemenliğin millete verildiği cumhuriyet rejimini ilan eden devrimci Atatürk'ü diktatörlükle suçlayan bu partiyi kuranlar, saltanat ve hilafete taraftar olup cumhuriyete karşıyken tüzüklerinde "liberal bir demokrasiyi" kuracaklarını vaat ediyorlardı!