Beklentiler iyileşiyor

Borsa İstanbul'da kâr satışlarına bağlı yorgunluk emareleri görülse de çıkış hareketi sürüyor. Döviz kurları ve tahvil faiz oranında gerileme söz konusu. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik portföy yatırımları sürüyor. İleriye yönelik beklentiler de iyileşmeye başladı. CDS'teki düşüş, notlardaki artış gibi tüm bu olumlu gelişmelerin arkasında ise ekonomik programa olan güven var.

Piyasalarda iyimserlik sürüyor. Borsa İstanbul'da kâr satışlarına bağlı yorgunluk emareleri görülse de çıkış hareketi sürmekte. Döviz kurları ve tahvil faiz oranında gerileme gözleniyor.

İyimser havaya katkı yapan gelişmeler neler;

- Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik portföy yatırımlarının sürüyor olması,

- Dış borsalardaki olumlu hava,

- Türkiye'nin risk priminde (CDS) düşüş eğiliminin devam etmesi,

- Kredi not artışları,

- Bütün bu görünüme neden olan ise ekonomik programa duyulan güven.

Bu tabloya ek olarak, ileriye yönelik beklentiler de iyileşmeye başladı.

Uygulanan ekonomik programın enflasyon gibi bazı başlıklarında henüz sonuçlar alınmış değil. Bunun için de haziran sonrası bekleniyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

ENFLASYON HEDEFİNE REVİZE

- TCMB Başkanı Fatih Karahan tarafından sunumu yapılan Enflasyon Raporu geçen hafta yakından takip edildi. Mayıs itibarıyla yıllık yüzde 70-75 gibi bir enflasyon öngörülürken, 2024 yılı için enflasyon tahmini yüzde 38'e yükseltildi. Piyasa beklentileri bu seviyenin biraz üzerinde olsa da baz etkisi, gıdada mevsimsellik ve kurlardaki dengelenme ile haziran sonrası düşüş eğilimine girileceği kabul gören bir durum. Enflasyon hedefi tutarsa; 'faizler de bu seviyelerde tavan yapmış olur' gibi bir görüşün de doğruluk payı artmış olur. İşleyiş gereği enflasyon ile faiz paralel hareket eden veya etmesi gereken iki veri. Gerçi TCMB Başkanı Fatih Karahan gıda ve hizmet sektöründeki katılıktan söz ederek enflasyonda bir direnç görülürse "ek sıkılaşmadan" söz etti. Mart ayında yapılan 5 puanlık sürpriz faiz artırımını da bu sektörlerdeki gelişmelere bağladı.

PİYASALAR NASIL BAKIYOR

- Piyasalar ekonomi yönetiminin verdiği enflasyon takvimine inanmaya devam ediyor. Haziran sonrası beklenen gelişmeler görülmez ise bu defa farklı fiyatlamalar gündeme gelebilir. Enflasyon uygulanan programın en önemli referans noktalarından biri olarak görülüyor. Yüksek faizle talebi ve kurları baskılayıp enflasyonu kontrol altına alma politikası döviz üzerinde etkilerini göstermeye devam ediyor. Kurlarda bir dengelenme ve gevşeme gözleniyor. Bu durum yabancı yatırımcılar açısından önemli. Dış ve iç piyasalar arasında açılan faiz makası ciddi bir marj oluşturuyor. Üzerine bir de kurlar gevşer, enflasyona bağlı olarak faizler de gerilerse yabancı yatırımcı için önemli bir kâr marjı oluşacak. Yabancıların son haftalarda özellikle tahvil bonoya artan ilgisinin altında bu beklenti var.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

YABANCININ TAHVİL ALIMI 1.3 MİLYAR DOLARI GEÇTİ

- ABD'de merkez bankası faiz oranı yüzde 5.50, 10 yıllık tahvil bono faizi yüzde 4.50, 1-2 yıllıklar yüzde 4.50-5.0 seviyelerinde. Almanya'da kısa ve uzun dönem tahvil faizlerinin yüzde 2.4-2.9 aralığında olduğunu hatırlatırsak durum biraz daha netlik kazanır. ABD ve Almanya'da enflasyon oranları ise yüzde 2'li-3'lü seviyelerde. TCMB tarafından açıklanan 3 Mayıs ile biten hafta verilerine göre yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 309 milyon, tahvil bonoda 761 milyon dolarlık alım yaptılar. Son iki haftada yabancı yatırımcıların tahvil bonodaki alım tutarları 1.3 milyar doları geçti. Ayrıca iki haftalık aradan sonra hisse senetlerinde de tekrar alıma geçmeleri kayda değer bir başka gelişme.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

BORSA İSTANBUL PRİMLİ AMA PAHALI DEĞİL

- BIST100 Endeksi TL bazında primli görülse de dolar bazında halen 5 dolar zirvesinin oldukça altında ve 3.2 dolar seviyelerinde seyrediyor. 2005-2012 döneminde BIST100 Endeksi üç defa 5 dolar seviyelerini test etmişti. Fiyat kazanç olarak gelişmiş ülke borsalarının neredeyse yarısında işlem görüyor. Kesinlikle yatırım tavsiyesi olarak görülmemesi şartıyla; son aylarda oluşan prime rağmen Borsa İstanbul'un bu yönleriyle bakıldığı taktirde halen iskontolu sayılabileceğini söylemek yerinde olacak. Diğer yandan yabancı yatırımcının daha coşkulu borsaya gelmesine karşılık, yerli yatırımcı halen temkini elden bırakmış görülmüyor. Bunun en önemli nedeni enflasyona karşı tam bir koruma sağlamasa da yüksek faiz. Banka mevduatında yüzde 60'ın üzeri faizlerin verildiği haber akışları arasında sıkça yer alan bir konu. Bu seviyelerdeki risksiz getiri, yerli yatırımcılara cazip geliyor. Negatif faiz ortamının sürüyor olması (enflasyonun altında) bir kısım yerli yatırımcıyı borsaya çekiyor veya çekmesi beklenebilir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

TL'YE DÖNÜŞ ARTIYOR

- Yüksek faize bağlı olarak döviz kurlarında yükseliş hareketi zayıflayıp yerini gevşemeye bırakmaya başlayınca TL'ye dönüş biraz hızlandı. 3 Nisan haftası TCMB verilerine göre; kur korumalı mevduattaki gerileme 25 milyar düşüşle 2.232 milyar TL'ye gerilerken bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 3.4 milyar dolar düşüşle 175.8 milyar dolara çekildi. Bu meyanda TCMB rezervleri yükselmeye devam etti. Aynı hafta brüt rezerv 2.7 milyar dolar artışla 126.8 milyar dolara ulaştı. Swap hariç net rezerv ise ciddi bir toparlanma ile eksi 38.7 milyar dolara geriledi. Hatırlanırsa geçen yıl eksi 65 milyar doları bulmuştu. Diğer yandan BDDK verilerine göre; döviz cinsi ticari kredilerde yükseliş 3 Mayıs haftasında da devam etti ve 1.1 milyar dolar arttı. Son artışla birlikte döviz cinsi ticari kredilerin büyüklüğü 141.6 milyar dolara yükseldi. Yılbaşından bu yana döviz cinsi kredilerde artış 13 milyar doları buldu. TL kredilerdeki sıkışıklığın etkisinin payı olsa da döviz cinsi borçlanmaların artması kurlardaki dengelenmenin bir yansıması olarak da kabul edilebilir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

TL değerlenirken ihracatçılardan da yakınmalar gelmeye devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyonla mücadelenin çok önemli olduğunu belirterek, "Bu süreçte ihracatçının rekabetçiliğini zora sokacak ve ithalatın cazibesini artıracak kur politikasının oluşturduğu riskleri de yakından takip etmek ve bu konuda gerekli tedbirleri almak çok önemli" dedi. Ekonomi yönetimi bu aşamada önceliği enflasyon ile mücadeleye vermiş durumda. Bu açıdan enflasyonu aşağıya çekmek için ithalat ağırlıklı ekonomide kurlardaki baskının sürdürülmesi devam edecek gibi görünüyor.