Tarife savaşı, dünyanın en çok üreteni ve tüketeni arasında 'düelloya' dönüştü. Avrupa ve Asya, ABD'ye karşı ittifaka gidiyor. ABD'nin güç odalarından biri olan dolar zayıfladı, ülke tahvillerine ilgi azaldı. Varlığını ihracata borçlu Çin ise ABD'ye satamadığı malları ne yapacak Ya elindeki 760 milyar dolarlık ABD tahvilini satmaya başlarsa diye korkanlar da var. İç gündem ise önümüzdeki hafta faiz değişimi beklenmeyen TCMB toplantısını izleyecek.
DIŞ piyasalar devam eden ticaret savaşının etkisinde denge bulmaya çalışıyor. ABD Başkanı Trump, Çin hariç diğer ülkelere vergileri 90 gün süre ile erteleyince Avrupa biraz rahatladı ve borsalarda tepki yükselişleri görüldü. Avrupa borsaları daha güçlü. Bu görünümde; ABD'nin Avrupa'ya gümrük tarifelerini diğer ülkeler seviyesine (10) indirmesi, Avrupa Birliği'nin ABD'ye aynı şekilde karşılık vermesi ve müzakereye hazır olduğunu açıklaması önemli rol oynadı.
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında ise doz gittikçe artıyor. ABD, Çin'e uyguladığı gümrük tarifesini yüzde 145'e yükseltince Çin de yüzde 125'e çekti. Bu durum piyasaları biraz daha gerdi. İki ülke arasındaki ticareti neredeyse imkânsız hale getiren olay, dünyanın en çok üreteni ve tüketeni veya alanı-satanı arasında el yükseltilerek karşılıklı "düelloya" dönüştü. Trump "Çin ile ne olacağını göreceğiz, onlarla bir anlaşma yapabilmeyi çok isteriz" demesine rağmen iki taraftan da geri adım henüz yok. Trump tüccar zihniyetiyle Avrupa ve diğer ülkelere yaptığı gibi Çin'e de deyim yerinde ise "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" politikası güder mi Ticaret savaşının sürdürülemez noktaya ulaşması bu ihtimali gündemde tutuyor.
Haberin DevamıSon gelişmelerden ABD de olumsuz etkileniyor. "Her akım karşıtını besler" anlayışından hareketle ABD karşısındaki devletler, ortak hareket etmeye başladı. Avrupa ve Asya, ABD'ye karşı ittifaka gidiyor. ABD hamleleri bumerang gibi ona geri dönerken dolar zayıfladı, ABD tahvillerine ilgi azaldı. ABD'nin gücünde doların konumu malum.
BUMERANG ETKİSİ DOLARI ZAYIFLATTI
Diğer yandan ABD'de enflasyon ve resesyon riski (stagflasyon) artıyor. Çin, Avrupa Birliği (AB) ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerindeki ticaret ortaklarıyla işbirliğini geliştirmeye yöneldi. Avrupa Birliği'nde son yıllarda kendi içinde zayıflayan bağlar yeniden kuvvetlenmeye başladı.
Haberin DevamıBir diğer soru, Çin ABD'ye satamadığı malları ne yapacak Diğer ülkelere pazarlamaya çalışacak elbette. İhracata dayalı ve borçlu ekonomisiyle Çin dışarıya mal satmak zorunda. Çin'in ucuz malları diğer ülkeleri rekabet açısından zorlayacak haliyle. Bu açıdan bakılınca ABD ile Çin'in makul bir noktada anlaşması küresel ekonominin de hayrına olacak. Bir de gelecek bir zaman diliminde Çin'in ABD'nin yerini alması olasılığı ve ABD'nin Çin'in önünü kesmek için bu hamleleri yaptığı yönünde değerlendirmeler var.
Bu aşamada çok da öne çıkmayan ancak ihtimal olarak dillendirilen Çin'in elindeki ABD tahvillerine ilişkin sorular mevcut. Çin yaklaşık 760 milyar dolar ile en fazla ABD tahvillerine sahip Japonya'dan sonra ikinci ülke. Henüz çok olası görülmese de bazı kesimlerde 'Çin bir silah olarak bu tahvilleri satışa başlayabilir' kaygısı var. Bu ihtimal gerçeklik kazanırsa, ABD tahvil faizlerinin yükselmesiyle 29 trilyon doları bulan ABD tahvil piyasasını dalgalandırması ve belirsizliğin artması söz konusu olur. Ancak henüz olayın o noktaya taşınmadığı da yine kabul gören bir durum. Güvenli liman olarak görülen ABD tahvilleri için bazı haber kaynaklarında 'riskli varlık' muamelesi yapıldığı yönünde bilgiler geçti. Panik ve aşırı piyasa dalgalanmalarında bu tür yorumlar çıkar. Fakat uzun yıllara dayanan ve temeli olan mevcut düzenin değişmesi elbette kolay değil.
Haberin DevamıPİYASALAR HAREKETLİ
Geçen hafta; enflasyon kaygısı, diğer yatırım araçlarındaki zararlara bağlı teminat tamamlama, uzlaşma kaynaklı borçlarla oluşan açıkların kapatılması ve yabancı ilgisinin azalması gibi gerekçelerle ABD tahvillerine gelen satışlar faiz oranlarının yükselmesine neden oldu.
Bu durum güvenli liman algısının tekrar altına yönelmesine yol açtı ve zayıf doların da katkısıyla altın fiyatlarında yeni zirvelerle rekorlar geldi. Ayrıca Fed'in faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi (4-5 kez faiz indirimi) ve Çin başta olmak üzere bazı merkez bankalarının altın alımlarını sürdürdükleri haberleri altın fiyatlarındaki çıkışa destek verdi.
Haberin DevamıPetrol fiyatlarındaki düşüşte ise ABD'deki resesyon fiyatlaması ve buna bağlı olarak talepteki zayıflama beklentileriyle OPEC arz artış kararı etkili oluyor. Petrol fiyatındaki düşüş enflasyon açısından bir avantaj olarak görünebilir. Bu durum petrol ithalatçısı Türkiye için de önemli. Ayrıca; ağırlıklı olarak Euro üzerinden ihracat yapan (41-42), buna karşılık dolar ile borçlanıp ithalat yapan Türkiye açısından elverişli bir ortam gibi görünebilir. Fakat küresel ekonomideki olası bir yavaşlama bu avantajların etkisini minimize edebilir.
Dikkat çeken diğer gelişme, dolardaki zayıflama ve Euro'daki güçlenmenin ivme kazanmasıydı. Zayıflayan dolar endeksi, Temmuz 2023 tarihinden bu yana ilk defa 100 seviyesinin altını test ederken Eurodolar paritesi ise Mart 2022'den bu yana en yüksek seviyesi olan 1.1474'ü gördü. Haftanın kapanışı; ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.49, Eurodolar paritesi 1.1360, dolar endeksi 99.89, altının ons fiyatı 3.236 dolar, gümüş 31.91 dolar, brent petrol 64.76 seviyelerinden oldu.