Kalite farkıyla...

Galatasaray derbiye adeta golle başladı. Fernando Santos'un maçtan önce düşündüğü senaryolardan biri değildi bu. Al-Musrati'nin kendi kalesine attığı gol, Beşiktaş'ın maça coşkulu ve tahrip gücü yüksek bir futbolla başlamasına engel oldu. Beşiktaş, ilk yarıda bir türlü toparlanıp, Galatasaray üzerinde baskı kuramadı. Galatasaray ise skor üstünlüğünün avantajı ile Oyunu yavaşlattı, ustalıkla soğuttu,Beşiktaş'ın hızlı oynamasına izin vermedi. Derbinin ilk yarısında pozisyon zenginliği yoktu. Bunda iki takımın da orta alanlarının çok top kaybı etkili oldu.

Beşiktaş'ın en etkili oyuncusu Rashica idi. Sağ kanattan öyle toplar getirip ortaladı ki; ama Cenk ve Semih, bu topları fırsata çeviremedi. Semih Kılıçsoy,ilk yarıda sıkı markajdan kurtulamadı. İkinci yarıda Beşiktaş baskısını artırıp, Galatasaray kalesine yüklenince Semih de etkili olmaya başladı. Muçi, geldiği günden beri rakip kaleleri şut bombardımanına tutarken; dün ilk kez çok az şut atabildi. Çünkü Torreira ve Kerem Demirbay, Muçi'nin topla buluşmasına engel olup, şut koridorlarını kapattı. Savunmada da Nelsson yine geçilmez bir kale gibiydi.

Fernando Santos, Cenk'i oyundan çıkarıp Aboubakar'ı sahaya sürmekte çok geç kaldı. Oysa ikinci yarıya Aboubakar ile başlayabilirdi. Çünkü Beşiktaş'ın ikinci yarıda etkili olduğu dakikalarda önde bitirici bir ismi yoktu. Oyun, o dakikalarda Aboubakar'ı çağırıyordu. Santos, Abuobakar ve Muleka'yı oyuna almak için 78 dakika bekledi. Galatasaray, oyunun son bölümünde Beşiktaş baskısı karşısında geriye yaslandı.